Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1614 E. 2018/14283 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1614
KARAR NO : 2018/14283
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, kesinleşen kararın infazının sağlanmasına yönelik tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı … …, davaya konu 543 no’lu parsel hakkında davalı … aleyhine açtığı 2007/1003 esas sayılı tapu iptali-tescil davasının kabul edilip 26.02.2008 tarihinde kararın kesinleştiğini, ancak davalılar arasında görülmekte olan 2007/1191 esas sayılı davadan ötürü taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmuş olduğundan kararı infaz ettiremediğini ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kesinleşen bir hükme üstünlük tanınması istekli bir dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dava konusu 543 parsel sayılı taşınmaz ölünceye kadar bakma aktiyle … adına kayıtlı iken:
1- Davacı … …’nın … aleyhine 30.10.2007 tarhinde 2007/1003 esas sayılı davayı açtığı ve 25.09.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak …’ın taşınmazdaki payının iptali ile adına tescilini istediği; yargılaması sonunda, davanın kabulüne, …’ın 543 nolu parseldeki 730/23040 payının iptaliyle davacı … adına tesciline karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 26.02.2008 tarihinde kesinleştiği,
2- …’ın babası olan …’in de, oğlu … aleyhine 17.12.2007 tarihinde 2007/1191 esas sayılı davayı açtığı ve …’ın ölünceye kadar bakma aktinin gereğini yerine getirmediğini ileri sürerek 543 parsel de dahil olmak üzere altı parça taşınmaz hakkında tapu iptali-tescil istediği; yargılama sürerken 14.02.2008 tarihinde 543 parsel kaydı üzerine ihtiyati tedbir şerhi işlendiği; … …’nın 07.07.2008 tarihli dilekçesiyle, 543 parsel hakkında açtığı 2007/1003 sayılı kararın davanın kesinleştiğini ancak 2007/1191 esas sayılı davada taşınmaza konulan tedbir şerhi nedeniyle kararı infaz ettiremediğini ileri sürerek davalı … yanında davaya katılmak istediğini bildirdiği; mahkemenin, … …’nın müdahale talebini reddettiği; yargılama sonunda da, davacı …’in davasının kabulüne, diğer parsellerle birlikte 543 parseldeki …’ın payının iptali ile … adına tesciline karar verdiği ve kararın 04.10.2011 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu olgular karşısında; 2007/1003 esas sayılı davanın 26.02.2008 tarihinde kesinleşmesiyle, davacısı Kenan …’nın çekişme konusu 730/23040 payın mülkiyetini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 705/2. maddesi uyarınca tescilden önce kazandığı ve eldeki davayı da 2007/1003 esas sayılı dava sonucunda kazandığı bu mülkiyet hakkına dayanarak açtığı kuşkusuzdur.
O halde, davacı … …’nın eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca, işin esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.