Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/15811 E. 2017/2670 K. 17.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15811
KARAR NO : 2017/2670
KARAR TARİHİ : 17.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden payadaşı oldukları 177 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 200 dönümlük kısmının davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek paylarına yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazı davacıların rızası ile kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece “…Mahkemece yapılan uygulama sonucu bilirkişiden alınan rapor ve krokide (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin davalının kullanımında, (A) ile gösterilen bölümün ise davacılardan …’in kullanımında olduğu, diğer davacıların tasarruf ettikleri bir bölüm bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda; davacı … haricindeki diğer davacıların elatmanın önlenmesi isteklerinin kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur…davalı çekişme konusu taşınmazı davacıların rızası ile kullandığını savunmuş ve bu savunmasını kanıtlamak için tanık listesi verdiği halde mahkemece davalı tanıkları dinlenmeden sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak delil listesinde bildirilen davalı tanıklarının usulüne uygun olarak davet edilip dinlenmesi, davacıların keşide ettikleri ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihininde belirlenmesi, intifadan men olgusunun hangi tarihte gerçekleştiğinin saptanması, varılacak sonuca göre ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davacılardan …’in taşınmazda çekişmesiz olarak kulladığı yer olduğuna göre …’in davasının reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması da isabetli değildir. Öte yandan; çekişme konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar, paydaşlar arasında uzun zamandan beri fiilen yaratılan bir kullanım tarzı bulunmadığı gibi, harici bir taksimin de yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. … haricindeki diğer davacıların kullanabileceği başkaca bir yer bulunmadığına göre davacılardan …’nin payları oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken mutlak olarak davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş olması da doğru değildir. Kabule göre de; intifadan men olgusunun gerçekleştiği tarihten itibaren (ilk dönem) ecrimisilin belirlenip, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi yerine dava tarihine göre belirlenip geriye doğru gidilerek ecrimisil miktarının hesaplanması da isabetli görülmemiştir…”gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacı … yönünden davanın reddine, diğer davacılar açısından davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile davalının yapmış olduğu müdahalenin men’ine, 18.04.2016 tarihli zirai bilirkişi tarafından hesaplanan ecri misil miktarı olan 16.305,03TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tarafların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.20.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan ve 22.497.06.-TL bakiye onama harcının da diğer temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.