Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/14968 E. 2018/599 K. 31.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14968
KARAR NO : 2018/599
KARAR TARİHİ : 31.01.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, tazminat ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı … ve … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil iken, ıslah suretiyle tazminat ve ecrimisil; birleşen dava da tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar; asıl davada, ortak miras bırakanları … ‘in 295 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerini davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, ancak işlemlerin manevi baskı, tehdit ve zorlama ile kendilerinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve miras payları oranında tescil ile ecrimisil istemişler; 15.04.2004 tarihli dilekçeyle tapu iptal ve tescil olmazsa taşınmazların bedelinden miras paylarına isabet eden kısmın tahsilini ve ecrimisil talep etmişler; birleştirilen davada ise tazminat ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen son karar, Dairece; ” 1, 2, 3, 11 ve 12 numaralı bağımsız bölümler yönünden davalı …’ın, 4, 5, 6, 8, 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden de davalı … ’ın tazminattan sorumlu tutulması, 7 numaralı bağımsız bölümün davalı … adına kayıtlı iken dava dışı kişiye temlik edilmiş olması ve anılan açıklama dilekçesinde bu davalı yönünden talep bulunmadığı gözetilerek davanın reddedilmesi, keza ecrimisil yönünden de aynı esaslar nazara alınarak murisin ölüm tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için talep de gözetilerek davalılar … ve … ’ın sorumlu tutularak hüküm oluşturması gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir. Öte yandan; davalar birleştirilse de ayrı dava olma özelliklerini koruyacağından asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.”gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 numaralı bağımsız bölümler mirasbıkaran Ferhat adına kayıtlı iken, 1, 3 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin 15/01/1990 tarihinde davalı …’a, 2,8 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin 28/02/1990 tarihinde davalı …’e, 4, 5, 6, 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin davalı … ’a 7 numaralı bağımsız bölümün ise 15/01/1990 tarihinde davalı …’e satış suretiyle temlik edildiği, mirasçıların kendi aralarında gerçekleştirdikleri temliklerden sonra son olarak, 1, 2, 3, 11 ve 12 numaralı bağımsız bölümler davalı … adına, 4, 5, 6, 8, 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümler davalı… adına ve 7 numaralı bağımsız bölüm de davalı … adına kayıtlı iken, 31.12.2003 tarihinde dava dışı kişiye satış suretiyle temlik edildiği, davacılar vekilinin 11/06/2009 tarihli dilekçesi ile davacı … için; 120.000,00 TL tazminat, 20.000,00 TL ecrimisil, davacı … için; 50.000,00 TL tazminat, 10.000,00 TL ecrimisil 26/03/2010 tarihli dilekçesinde ise davacı … için; 207.980,00 TL tazminat, 30.117,40 TL ecrimisil; davacı … için 127.788,00 TL tazminat, 18.070,44 TL ecrimisil talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde, miras bırakanın yapmış olduğu temliklerin mirasdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, taşınmazların el değiştirmesi nedeniyle ve hükmüne uyulan bozma ilamından sonra, davalılar … ve … aleyhindeki gerek ecrimisil gerekse taşınmazların üçüncü kişilere satışından kaynaklanan bedel istemleri yönünden davaların kısmen kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Bilindiği üzere; bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemece bozma ilamı doğrultusunda karar verme zorunluluğu ortaya çıkar.
Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Hal böyle olunca; hükmüne uyulan bozma ilamları doğrultusunda asıl ve birleştirilen davalar yönünden, her davada harçlandırılan dava değeri, önceki kararları temyiz edenlerin sıfatına göre usuli kazanılmış hak ilkesi, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kuralı ve davacıların talepleri gözetilerek, asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekliliği de dikkate alınmak suretiyle tazminat ve ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalı … ve … ’ın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.