Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/14527 E. 2018/15107 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14527
KARAR NO : 2018/15107
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı; 211 ada 17 ve 290 ada 145 parsel sayılı taşınmazların miras yolu ile kaldığını, intikal işlemlerinin yapılabilmesi için kardeşi olan davalı …’yi vekil tayin ettiğini, vekil kıldığı…’nin bilgi ve rızası dışında paylarını diğer kardeşi ….’e satış yoluyla temlik ettiğini, satış bedelinin de ödenmediğini, devirden haberdar olduğunda durumu gerek vekile gerekse Tapu Sicili Müdürlüğüne noterden keşide edilen ihtarname ile bildirdiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını, zararlandırmak kastı ile hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sicili Müdürlüğü, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini; davalı …, tapuda intikal işlemleri yapılmak üzere vekil tayin edildiğini payların temliki konusunda davacının bir talimatı olmadan davalı … ile anlaşarak vekâletnameyi kullandığını belirtmişler; davalı … ise davayı kabul etmediğini bildirmiştir.
Tapu Sicili Müdürlüğü ve … bakımından husumet yokluğundan, davalı … bakımından ise iddianın kanıtlanamadığından bahise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Tapu Sicili Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan , davalı vekil … aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının ise kayıt maliki olmadığı ve davada tazminat isteği bulunmadığı gözetilerek reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, kayıt maliki … hakkında açılan davanın kabulü gerekirken delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek reddine karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyularak davalı … hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ile davalılardan … tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı; 211 ada 17 ve 290 ada 145 parsel sayılı taşınmazların miras yolu ile kaldığını, intikal işlemlerinin yapılabilmesi için kardeşi davalı …’yi vekil tayin ettiğini, vekil kıldığı …i’nin bilgi ve rızası dışında paylarını diğer kardeşi…’e satış yoluyla temlik ettiğini, satış bedelinin de ödenmediğini, devirden haberdar olduğunda durumu gerek vekile gerekse Tapu Sicili Müdürlüğüne noterden keşide edilen ihtarname ile bildirdiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını, zararlandırmak kastı ile hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sicili Müdürlüğü, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini; davalı …, tapuda intikal işlemleri yapılmak üzere vekil tayin edildiğini payların temliki konusunda davacının bir talimatı olmadan davalı … ile anlaşarak vekâletnameyi kullandığını belirtmişler; davalı … ise davayı kabul etmediğini bildirmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden; 211 ada 17 parseldeki 1/5 iştirak payının 1/6’sı ile 290 ada 145 parselin 1/6 payı davacıya ait ken, vekil kıldığı … aracılığıyla 27/01/2012 tarihli resmi akitte diğer davalı …’a satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Tapu Sicili Müdürlüğü ve … bakımından husumet yokluğundan, davalı … bakımından ise iddianın kanıtlanamadığından bahise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Tapu Sicili Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, davalı vekil … aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının ise kayıt maliki olmadığı ve davada tazminat isteği bulunmadığı gözetilerek reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, kayıt maliki … hakkında açılan davanın kabulü gerekirken delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek reddine karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş; mahkeme, bozmaya uyarak davalı … hakkındaki davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davacı ile davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, Daire bozma ilamına uyulmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Tarafların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, davaya konu taşınmazlarda iptaline ve davacı adına tesciline hükmedilen paylar dışında kalan payların davalı … üzerinde bırakılması gerekirken, yeniden … adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından; mahkeme kararının hüküm kısmının 1. fıkasının (a) bendindeki “…’a ait olan hisseden geriye kalan kısmın davalı … adına tescil edilmesine” ibaresinin “…’a ait olan hisseden geriye kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına” şeklinde, (b) bendindeki “geriye kalan kısmın davalı … adına tescil edilmesine,” ibaresinin “geriye kalan kısmın davalı … … üzerinde bırakılmasına” şeklinde düzeltilmeslerine ve kararın bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan