Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/12782 E. 2019/4882 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12782
KARAR NO : 2019/4882
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali – tescil ve terekeye iade isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tapusunun iptali talep edilen taşınmazların keşfen değerinin belirlendiği ve mahkemece belirlenen değer üzerinden nispi harcın yatırılması konusunda 10.06.2015 tarihli celse ara kararı ile davacı tarafa süre verildiği, duruşmanın 08.07.2015 tarihine ertelendiği, 08.07.2015 tarihli celsede ise davacılar vekiline harcın ikmal edilmesi için kesin süre verildiği, 30.09.2015 tarihli cesede ise davanın davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların paylarına isabet eden değerdir.
Hemen belirtilmelidir ki, 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Madde metninde belirtilen “müteakip işlemlerin yapılamayacağı” ilkesinin uygulamadaki karşılığının davanın açılmamış sayılmasına karar vermek değil, dosyanın işlemden kaldırılması olduğu açıktır. Ne var ki mahkemece eksik harcın tamamlanması beklenmeden açık yasal düzenlemeye rağmen nihai karar tesis edilmiştir.
Öte yandan, kesin süreye ilişkin ara karar her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır.
Oysa somut olayda, mahkemece kesin süreye ilişkin ara kararında; yatırılması gereken harç miktarı belirtilmediği gibi, yatırmamanın sonucu da ihtar edilmemiştir. Bu hali ile ara kararın yasal unsurları taşıdığını söyleyebilme ve buna hukuki netice bağlayabilme olanağı da yoktur.
Hal böyle olunca; kesin sürenin sona erdiği 30.09.2015 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılması ve Harçlar Kanunun 30. maddesi delaletiyle HMK’nın 150/4. maddesinde öngörülen 3 aylık sürenin beklenmesi ve bu müddet içerisinde harç ikmal edilmediği taktirde dosyanın ele alınarak açılmamış sayılmasına karar vermek gerekirken yerel mahkemece belirlenen süre beklenmeden verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.