Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/12051 E. 2016/10189 K. 09.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12051
KARAR NO : 2016/10189
KARAR TARİHİ : 09.11.2016

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı; … İlçesi 34, 9, 66 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarda murisi …’in kayıt maliki olduğunu, nüfus kaydında baba adı “… ” olduğu halde tapulama tespitinde yanlışlıkla “… eşi kızı” yazıldığını ileri sürerek tapu kaydının nüfus kaydındaki bilgilere göre düzeltilmesi istemiştir.
Davalı davanın usulüne uygun araştırılmasını savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) döneminde açılmış, mahkemece ön inceleme safhası atlanarak neticeye gidilmiştir
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür işlerde HMK’nin 382. maddesinin çekişmesiz yargı işlerini sıraladığı 2. fıkrasının eşya hukukundaki çekişmesiz yargı işlerini gösterdiği (ç) bendinin birinci alt bendinde açıkça “taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılmasında” çekişmesiz yargı usulünün uygulanacağı ifade edilmiştir. Aynı Kanunun 385/1. maddesinin birinci fıkrasına göre, çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanacağı ve 385/2. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde aksine hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu hükmü yer almaktadır.
Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere “ön inceleme” adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 320. maddesi, basit yargılama usulünde yapılması gereken ön inceleme ve tahkikatın kapsamı ile dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlarla yapılacak işlemler düzenlenmiş, 321/1. maddede mümkün olan hallerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilebileceği, 322. maddede ise bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama ile ilgili hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmiştir.
Bu hususta başka bir hüküm bulunmadığından basit yargılama usulünde de uygulanması gereken HMK’nin 137. maddesinin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, kanunun takdir hakkı tanıdığı hallerde dosya üzerinden, duruşma açmadan karar verilebilirse de, hakimin takdir hakkını Anayasa’nın 36., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. ve HMK’nin 27. maddesinde öngörülen adil yargılanma, hukuki dinlenme ve savunma haklarını ihlal etmemeye özen göstermesi gerekir.
Somut olayda, davanın tapu kaydında isim düzeltilmesi niteliğinde bulunduğundan ve bu tür davalarda mülkiyet nakline sebebiyet verilmemesi ve doğru sicil oluşturma ilkelerinin gözetilmesi gerektiğinden HMK hükümleri gereğince, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, ilk olarak dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar vermek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, HMK’nin 320 ve devamı maddelerine göre ön inceleme duruşmasında yapılması gereken usul işlemleri tamamlandıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi ve bu aşamada iddianın esasının irdelenmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak, tanıkların dinlenmesiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; tapu kayıt düzeltme davalarının niteliği gereği resen araştırma yapılması ve doğru sicil oluşturulması ilkelerinin uygulanması gerektiğinden,, ön inceleme aşaması duruşmalı yapılmadan doğrudan tahkikat aşamasına geçilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.