Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/12046 E. 2020/1901 K. 16.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12046
KARAR NO : 2020/1901
KARAR TARİHİ : 16.03.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı … tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli ve davalı …Ş. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.12.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … vekili Avukat … ve davalı …Ş. vekili Avukat …geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı … vekili Avukat vd. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil (sahtecilik) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ipoteğin terkini isteğine ilişkindir.
Davacı, Almanya’da yaşadığını, maliki olduğu 5538 ada 8 parsel sayılı taşınmazının sahte kimlik ile dava dışı … adına düzenlenen Isparta 6. Noterliğinin 24.12.2013 tarih ve 10192 yevmiye numaralı vekaletname kullanılarak 20.12.2013 tarihinde dava dışı …’ya devredildiğini, adı geçenin de taşınmazı davalı …’a satış suretiyle temlik ettiğini, Beşir’in de taşınmaza Kuveyt Türk Katılım Bankası lehine ipotek tesis ettirdiğini, sahte vekaletnameye dayalı olarak gerçekleştirilen tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, taşımaz üzerindeki tüm takyidatların kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …, taşınmazı Betil Tahir’den bedeli karşılığı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu, Davalı …Ş. vekili, dava dışı … İnşaat Mühendislik Akaryakıt Ltd. Şti ile kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’in anılan şirketin yetkilisi ve kredi sözleşmesinin kefili olduğundan kullanılan kredilerin teminatı olarak taşınmazı ipotek verdiğini, tapu kayıtlarına güvenerek taşınmaza ipotek konduğunu, iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İhbar olunan Isparta 6.Noteri … ve İhbar olunan fer’i müdahil …; kendilerinin kusuru ve sorumluluklarının olmadığını, nüfuz cüzdanının sahte olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İhbar olunan …, anılan vekaletnameyi …. isimli emlakçının düzenlettirdiğini, yapılan işlemlerden haberi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunan …, taşınmazı …isimli şahıstan satın aldığını ve …’a sattığını, satıştan sonra vekaletnamenin sahte olduğunu öğrendiğini ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtmiştir.
Fer’i müdahil Anadolu Türk Anonim Sigorta şirketi vekili, ihbar olunun noter …’ın mesleki sorumluluk sigorta poliçesinin şirketleri tarafından yapıldığını belirterek davalılar yanında fer’i müdahale talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, davalı …’in iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 5538 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamı davacı adına kayıtlı iken, Isparta 6. Noterliğinin 24.12.2013 tarih ve 10192 yevmiye nolu vekaletnamesine dayalı olarak ihbar olunan vekil … tarafından 30.12.2013 tarihinde 15.000 TL bedelle, ihbar olunan …’ya satış yolu ile temlik edildiği, Betil Tahir tarafından da 13.01.2014 tarihinde 18.500 TL bedelle davalı …’a satış suretiyle devredildiği, … tarafından 11.03.2014 tarihinde 3319 yevmiye numaralı akitle Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. lehine 1. dereceden 500.000-TL bedelli ipotek tesis edildiği, Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/270 Esas, 2015/309 Karar sayılı kararında 24.12.2013 tarihli 10192 yevmiye nolu temlike konu vekaletnamenin sahte nüfus cüzdanı kullanılmak suretiyle düzenlendiği hususunun saptandığı ve vekil …’ün de içlerinde bulunduğu bir kısım sanık hakkında, davacıya yönelik iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, sahteliği sabit olan nüfus cüzdanı ile alınan vekaletname kullanılarak ihbar olunan Betil Tahir’ye yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğu açıktır. Ancak ikinci el konumundaki diğer davalıların iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı da kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK’nin 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde öngörülmüştür.Somut olaya gelince, ikinci el konumundaki Beşir’in iyi niyetli olması halinde ediniminin korunacağı, ne var ki, Beşir’in taşınmazın belirlenen gerçek değerini ödediğini kanıtlayamadığı, inşaat ileriyle uğraşan Beşir’in basiretli bir iş adamı gibi davranmadığı, dolayısıyla iyi niyetli olmadığı saptanarak iptal tescil isteğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı …’in yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Diğer davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davalı …, taşınmazı edindikten sonra davalı bankadan kredi almış, kredinin teminatı olarak da 11.03.2014 tarihinde 3319 yevmiye numaralı akitle dava konusu taşınmaz üzerine Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. lehine 1. dereceden 500.000-TL bedelli ipotek tesis edilmiştir. Bankanın taşınmazın evveliyatını araştırma yükümlülüğü bulunmayıp, ipotek tesis edildiğinde tapu kayıtlarında herhangi bir şerh de bulunmadığından, davalı bankanın 11.03.2014 tarihinde lehine kurulan ipotek yönünden kötüniyetli olduğundan sözetme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, ipoteğin terkini isteğinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı … vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılardan Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili için 2.037.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davalı …Ş.’ye geri verilmesine, aşağıda yazılı 13.432.50 TL bakiye onama harcının davalı …’dan alınmasına, 16.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.