Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1192 E. 2018/15105 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1192
KARAR NO : 2018/15105
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma isteği dava değeri yönünden reddedilerek dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası …’in davaya konu 1928 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin ehliyetsizlik ve muvazaa nedenleriyle geçersiz bulunduğunu ileri sürerek tapusunun iptaline ve mirasbırakan … adına tesciline; aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakanın temlik tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun … Kurumu raporuyla saptandığı; davacının saklı payına da el atılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 1928 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan … adına kayılı iken, 30.10.2002 tarihli resmi akitte davalı oğlu …’a satış yoluyla temlik edildiği; mirasbırakanın 17.08.2006 tarihinde ölümüyle, geride mirasçıları olarak eşi … ile çocukları …, …, …. ve ….’ın kaldığı; eldeki davanın, … tarafından … aleyhine açıldığı anlaşılmakadır.
Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakan …’in akit tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu … Kurumu raporuyla saptandığına göre, ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, ehliyetsizlik iddiası yanında ileri sürülen muris muvazaası iddiası yönünden mahkemece değerlendirme yapılmadan ve bu konuda bir karar verilmeden terditli istek olan tenkis isteği bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Bilindiği üzere, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Hal böyle olunca, muris muvazaası yönünden yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde tüm delillerin değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.