Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1039 E. 2018/14658 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1039
KARAR NO : 2018/14658
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL- TAZMİNAT-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava; ehliyetsizlik, muris muvazaası, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, ortak mirasbırakanları …’in kayıt maliki olduğu 28813 ada 4 parsel sayılı taşınmazı, yaşlılığından ve ehliyetinin olmayışından yararlanarak aldığı vekaleti kullanan davalı …’un el ve işbirliği içinde olduğu diğer davalı … …’a tapuda satış gibi göstererek temlik ettiğini, gerçekte bedelsiz devir yapıldığını, mirastan mal kaçırmanın amaçlandığını, gerçek satış yapıldığı düşünülse dahi vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, değerinin çok altında bir bedelle devir yapıldığını, murisin zararlandırıldığını, terekesinden satış bedelinin çıkmadığını, saklı payın ihlal edildiğini ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptal tescili , olmadığı takdirde satış bedelinin 1/2 sinin ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar Dairece; “… mirasbırakanın hukuksal ehliyetten yoksun bulunduğu ya da ehliyetli olmakla birlikte vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı kanısına varıldığı takdirde böyle bir davada pay oranında istekte bulunulamayacağından davanın reddedilmesi, aksi halde yukarıda değinildiği üzere muvazaa veya tenkis araştırılmasının yapılması gereklidir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Somut olayda; bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; bozma ilamında, “ .. mirasbırakanın hukuksal ehliyetten yoksun bulunduğu ya da ehliyetli olmakla birlikte vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı kanısına varıldığı takdirde böyle bir davada pay oranında istekte bulunulamayacağından davanın reddedilmesi aksi halde yukarıda değinildiği üzere muvazaa veya tenkis araştırılmasının yapılması..” gerektiğine işaret edilmiş ancak mahkemece, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı ve kayıt maliki olan davalının da iyi niyetli olmadığının kabul edilmesine karşın, tazminata karar verildiği görülmüştür.
Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan önceki bozma kararında değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı kanısına varıldığı takdirde böyle bir davada pay oranında istekte bulunulamayacağından davanın reddedilmesi aksi halde muvazaa veya tenkis araştırılmasının yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri yerine getirilmeksizin noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların bu yönlere değinen yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.