Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2016/1018 E. 2018/15249 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1018
KARAR NO : 2018/15249
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL

Taraflar arasında görülen ehliyetsizlik, hile, gabin, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı satışın iptali olmadığı takdirde bedel bunun da mümkün olmaması halinde tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik, hile, gabin, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı satışın iptali, olmadığı takdirde bedel, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’in paydaşı olduğu 175, 176, 177, 179 180 ve 181 parsel sayılı taşınmazları mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini, işlem sırasında ehliyetsiz olduğunu, davalının mirasbırakanın içinde bulunduğu zor durumdan yararlanarak ve mirasbırakana baskı yaparak devri gerçekleştirdiğini, gabin nedeniyle temliklerin geçersiz olduğunu, devrin aynı zamanda hileli olduğunu, satış bedelinin mirasbırakana ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek satış işleminin iptaline olmadığı takdirde 20.000-TL nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bunun da mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetli olduğunu, satış bedelinin mirasbırakana ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddiaların kanıtlanamadığı, hile ve gabin iddiası bakımından bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, vekilin ödeme borcu ihlaline ilişkin husumetin ise vekile yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’in 05.01.2012 tarihinde öldüğü, geride davacı eşi … ile davacı çocukları … ve ….’nun mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın, 08.12.2006 tarihli dava konusu taşınmazlardaki payını satış yetkisi içeren bir vekaletname ile davalının eşi …..’i vekil tayin ettiği, vekilin mirasbırakanın paydaşı olduğu dava konusu 7 parça taşınmazdaki payının tamamını davalıya 19.12.2006 tarihinde satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, ehliyetsizlik iddiası bakımından hastane adı bildirilmediğinden mirasbırakana ait tedavi kayıtlarının temin edilemediği, hile iddiası yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, gabinin objektif ve subjektif şartlarının bulunmadığı gözetildiğinde bu nedenlere dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine.
Davacıların eldeki davada dayandıkları diğer hukuksal nedenlere gelince; toplanan delillere göre temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak ve mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı iddiası kanıtlanamamıştır.
Ne var ki, iddiasını kanıtlayamayan ispat yükü kendisine düşen tarafın karşı tarafa en son delil olan yemin teklif etme hakkının varlığı tartışmasızdır. Davacılar da, açıkça yemin deliline dayanmıştır.
Hâl böyle olunca, mahkemece davacılara yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.