YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/97
KARAR NO : 2015/1685
KARAR TARİHİ : 09.02.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 20. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2014
NUMARASI : 2014/409-2014/525
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece Hazine aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, ………….’in isminin düzeltilmesi isteği bakımından da davacıların dava açma sıfatlarının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………………….ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanlarının kayden paydaş oldukları 456 Ada 8 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “……….” olarak kayıtlı olan kimlik bilgilerinin “………. kızı ………….” olarak, “……….” olarak geçen kimlik bilgilerinin “………..” olarak, “………..” olarak geçen kimlik bilgilerinin “……………” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı İdare, Hazine yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “…tapuda kayıt düzeltim davalarında Hazine’nin hasım gösterilemeyeceği gözetilerek, Hazine aleyhine açılan davanın sıfat yokluğundan, ………….’in isminin düzeltilmesi isteği bakımından da davacıların dava açma sıfatlarının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçeleri ile bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Hazine aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, ………….. isminin düzeltilmesi talebinin de davacıların dava açma sıfatları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, dava kısmen kabul edildiğine göre yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı idare yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
Hal böyle olunca, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi de gözetilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün vekalet ücreti yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.