Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/8111 E. 2015/9487 K. 26.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8111
KARAR NO : 2015/9487
KARAR TARİHİ : 26.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2015
NUMARASI : 2010/287-2015/7

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 1205 ada 27 parsel sayılı taşınmazın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ikamet etmek suretiyle davalı tarafından kullanıldığını, 1.11.2007-31.5.2009 tarihleri arasındaki dönem için haksız işgal tazminatı ödenmesi istemiyle davalı aleyhine açtıkları davanın kabul edildiğini ileri sürerek 1.3.2005-31.10.2007 tarihleri arasındaki dönem için 14.747,00-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın meşruta olarak tahsisli olduğu Hace Hesna Hatun Camiinde imam olarak görev yaptığını, taşınmaza 2007 yılının 11. ayında taşındığını, binanın meşruta amacına uygun olarak kullanıldığını ve haksız işgalci olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesinleşen mahkeme kararları ile kullanımın haksız olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile, çekişme konusu 328,84 m² yüzölçümlü 1205 ada 27 parsel sayılı taşınmazın “arsa” niteliği ile tesis kadastrosu sonucu 29.6.1950 tarihinde ”Hace Hesna Hatun Vakfı” adına sicil kaydının oluştuğu, taşınmazın beyanlar hanesinde “Hace Hesna Hatun mahallesi imamına meşruta vakfı” şerhinin bulunduğu, davalının ise Üsküdar Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünce Hace Hesna Hatun Camii imam hatibi olarak görevlendirildiği, taraflar arasında aynı taşınmaza ilişkin olarak Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/143 Esasında görülen davada 1.11.2007-31.5.2009 tarihleri arasındaki dönem için belirlenen ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın 3. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, taşınmazı daha önceki dönemlerde kullanan dava dışı Ayten ve Hüseyin aleyhine davacı tarafından açılan ecrimisil davasının da kabul edildiği ve derecattan geçip kesinleştiği, dava konusu taşınmaz üzerinde yap-işlet-devret usulü ile 27.7.2010 tarihli sözleşme ile Vakıflar Genel Müdürlüğünce 3 bodrum+zemin+3 normal katlı bina yapıldığı, taşınmazın Hace Hesna Hatun Mahallesi imamına meşruta vakfından olmasından dolayı 3 numaralı dairenin cami imamı için lojman olarak tahsis edildiğinin sözleşmeye dercedildiği görülmektedir.
./..

Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Öte yandan; Vakıflar Meclisi, ”meşrutaların kullanımı”na ilişkin 6.1.1999 tarih, 1089/16 sayılı Vakıflar Meclisi Kararının 2/a maddesini; 22.8.2001 tarih, 566/597 sayılı kararı ile ”Meşrutanın, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına” şeklinde değiştirmiş, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 14.9.2001 tarih ve 2001/20 sayılı genelgesi uyarınca da, vakfiyelerde meşrutahane olarak kullanılacağı hususunda hüküm bulunan meşrutahanelerin, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına ya da vakfiyelerde meşrutahane olarak kullanılacağına dair hüküm bulunan, ancak yıkılmış sonradan özel veya tüzel kişiler tarafından aynı yere yapılan ve meşrutahane olarak kullanılan binaların öncelik sırasına göre meşrutanın vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına karar verilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı idare tarafından mahkemeye gönderilen 27.6.2014 tarihli yazı ve eki belgelere göre, dava konusu taşınmazın vakfiyesinde meşrutadan bahsedilmediği, ancak müdavvere kaydına göre Hacı Hesna Hatun Mahallesi İmam Meşruta Vakfından 237. sırada T.Sani 1301 tarihli deruhte ile kayıtlı meşruta vakfı olduğu, ayrıca Kadıköy’e ait Hayrat-ı Şerif Defteri syf 87, 435. sırada Üsküdar Hacı Hesna Hatun Mahallesi Çıkmaz İmam Sokağında, Hacı Hesna Hatun Vakfından ‘Hacı Hesna Hatun İmam Meşrutahanesi arsası’ olarak bir kayıt bulunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan somut olgular ve tapu kaydının beyanlar hanesindeki “Hace Hesna Hatun mahallesi imamına meşruta vakfı” şerhi, İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünün Emlak Müdürlüğüne hitaben yazdığı 30.1.1985 tarihli yazısı ile, ‘dava konusu taşınmazın hayrat olduğunu, Hace Hesna Hatun Camii görevlilerine meşrut olduğunu ve aynı gaye ile üzerine meşruta yapılacağını’ bildirdiği, bu nedenle 1985 yılında inşa edilen yapının meşrutahane olduğu, Üsküdar Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün 22.12.2006 tarihli nakil belgesine göre de davalının Hacı Hesna Hatun Camii müezzin-kayyımı olarak görev yapmakta olduğu, bu sıfatla 3 numaralı daireyi kullandığı, kullanımın vakfiyeye aykırı olmadığı saptandığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, davalının temyiz itirazlarının kabulüne; hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY –

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili idarenin davalının haksız olarak elattığı taşınmazın tamamına malik olduğunu, davalının taşınmaza haksız olarak elatmasına rağmen haksız işgal tazminatı ödemediğini ileri sürerek, 01.03.2005 tarihinden 31.10.2007 tarihine kadar geçen dönem için davalıdan ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davalının iddia edilen dönemde taşınmazda oturmadığından, taşınmazın tapu kayıtlarında “Hacı Hesna Hatun Camii İmam Hatip Meşrutası” kaydı bulunduğundan ve davasının taşınmazın meşruta kısmını kullandığından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ecrimisil koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden anlaşılacağı üzere, davacı idare vekili aynı taşınmaz hakkında aynı davalıya karşı taşınmaza haksız olarak el attığından bahisle 01.11.2007 ilâ 31.05.2009 tarihleri arasındaki dönem için dava açmış, yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.05.2011 tarihli ve 2009/213 – 2011/143 sayılı kararı ile davalının taşınmaza haksız olarak elattığından bahisle ecrimisile hükmedilmiş, bu karar taraflarca temyiz edilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Eldeki dava dosyasında davalı tarafça yapılan savunma ve gösterilen delillerin tamamı daha önce görülüp kesinleşen dava dosyasında da öne sürülmüş, bu savunma ve delillere Mahkemece itibar edilmemiş, davalının taşınmaza haksız olarak elattığı kabul edilerek ecrimisile hükmedilmiş, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece, bu kabul de gözetilerek ecrimisile karar verilmiştir.
Her iki dava dosyasındaki hukuki durum aynı olduğundan, önceki dava dosyasında haksız elatma olgusu kesinleştiğinden, eldeki dava dosyasında da davalının taşınmaza haksız olarak elattığının kabulü ve Mahkemece hükmedilen tazminat miktarının ve hükmün fer’ilerinin incelenmesi gerekir.
Bu nedenlerle davanın reddi gerektiğine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.