Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/7459 E. 2015/9260 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7459
KARAR NO : 2015/9260
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2010/672-2013/597

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . .. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava, tapu kaydına eksik yazılan kimlik bilgilerinin tamamlanması isteğine ilişkindir.
Davacılar mirasbırakanları Esma’nın kayden paydaş olduğu 12 sayılı parselin tapu kaydında soyadının eksik yazıldığını ileri sürerek “Çağlıyor” soyadının eklenmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazın malikinin tanınıp bilinmediği gerekçesiyle taşınmazın idaresi için kayyım atanması talebiyle dava açıldığını davacıların malikle ilgisi olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.

./..

3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Somut olayda; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.Şöyle ki;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın 02.08.1945 tarihinde tesis kadastrosu ile malikler adına tescil ediliği ancak Tapu Müdürlüğü’nce tapulama tutanağı bulunamamakla beraber gönderilen çap kaydı ve diğer ek belgelerden taşınmazın 1/3’er hisse ile Sait çocukları Esma, Mehlika ve İrfan adına kayıtlı iken Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.1965 gün ve 1964/780-478 E.-K sayılı kararına istinaden paydaş Mehlika’nın baba adının Hafız olarak düzeltildiği aynı zamanda Sunay soyadının eklendiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan dosyaya davacı tarafından ibraz edilen el yazımı 15.04.1993 tarihli nüfus kaydına göre kayıt maliki olduğu iddia edilen Esma’nın baba adının “Sait” olduğu, ancak davalı tarafından ibraz edilen ve kayıt malikine ait olduğu iddia edilen bir başka nüfus kaydına göre ise baba adının Hafız olduğu görülmektedir.
Ne var ki mahkemece, tapulama tutanağı bulunamayan davaya konu taşınmazda, kayıt maliki ile birlikte malik olan ve birbirleriyle kardeş olmaları mutemel diğer paydaşlarla ırsi bağı gösterecek şekilde kayıt maliki Esma’ya ilişkin nüfus kayıtları dosyaya getirtilmemiş, dosyada mevcut ve malike ait olduğu iddia edilen iki nüfus kaydı arasındaki baba ismine ilişkin çelişki giderilmediği gibi usulüne uygun bir zabıta araştırması da yapılmamıştır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nin 300 ve 301. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının mühürlenmesi gerekli olup, gerekçeli kararda mühür bulunmaması da yanlıştır.
Hâl böyle olunca, yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması, kayıt maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespiti için mahkemece, davaya konu taşınmazın tapulama tutanakları ile kayıt maliki ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosunun getirtilip, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.1965 gün ve 1964/780-478 E.-K sayılı dosyasının da incelenmesi, usulüne uygun bir zabıta araştırması yaptırılarak gerekirse mahallinde keşif yapılıp mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında dinlenilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere noksan soruşturma ile yetinilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.