Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/68 E. 2017/2934 K. 29.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/68
KARAR NO : 2017/2934
KARAR TARİHİ : 29.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasından feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, davalı olan oğlunun … Fabrikasına karşı ecrimisil davası açacağını ancak davayı takip edebilmesi için taşınmazı devretmesi gerektiğini söyleyerek kendisini kandırdığını, maliki olduğu 302 parsel sayılı taşınmazı bu sebeple davalıya devrettiğini, açılan davanın ret ile sonuçlandığını ancak taşınmazın kendisine temlik edilmediğini belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istediği, 16/10/2014 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, mahkemece, davacının anılan feragat beyanı gözetilerek dosya üzerinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının, 18.11.2014 tarihli temyiz dilekçesinde ise, davalının nüfus cüzdanını alarak ve yerine kendisine benzeyen bir kadını adliyeye götürerek feragat dilekçesi verdirdiğini, bu durumu öğrendiğinde … Cumhuriyet Başsavcılığına sahte işlem nedeniyle şikayette bulunduğunu, feragatin sahte işleme dayalı olarak yapıldığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunduğu görülmektedir.
Hemen belirtilmektedir ki, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. Madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK’nun 311. maddesi, ”feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü öngörmektedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, feragatin hileye dayalı olduğu iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.