Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/5337 E. 2015/6005 K. 22.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5337
KARAR NO : 2015/6005
KARAR TARİHİ : 22.04.2015

MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2013
NUMARASI : 2010/973-2013/593

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi B…l’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı,Çukurova ilçesinde bulunan paydaşı olduğu 7 adet bağımsız bölümün satışı için amcası olan dava dışı İ.. A..’yi vekaletname ile vekil tayin ettiğini,bir gün sonra azilname ile vekillikten azlettiğini, bu azilnamenin aynı gün Alanya Tapu Müdürlüğüne bildirilmesine rağmen azilname yokmuş gibi vekil tarafından taşınmazlardaki payının ertesi gün satış suretiyle davalılar adına tescil edildiğini, konu hakkında soruşturma başlatıldığını, davalıların kötüniyetli olduğunu ileri sürerek tapu iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar Oktay, Aysun, Ahmet, Musa ve Gülşen,azilnamenin Tapu Müdürlüğüne satış tarihinden sonra ulaştığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı Gökhan, kendine isabet eden daireyi satın aldığını ve diğer bağımsız bölümlerdeki paylarını devrettiğini belirtip bilahare davayı kabul etmiştir.
Davalı Oğuz, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalıların kötü niyetli olduklarının ileri sürülmediği, vekaleten azledilen İsmet’in davada davalı olarak gösterilmediği, davalıların tapu kaydı ve vekaletnameye güvenerek taşınmazı satın aldıkları ve iyi niyetli oldukları, dava dışı İ.. A..’nin azledilmiş olmasını davalıların bilebilecek durumda olmadığı gibi azilnamenin satış tarihinden sonra Tapu Müdürlüğüne ulaştığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği, toplanan deliller ve geri çevirme neticesinde temin edilen belgelerden; davacının,paydaşı olduğu 7 adet (7178 ada 9 parsel A Blokta bulunan 5,6 ve 12;B Blokta bulunan 2,3,9 ve 13 nolu) bağımsız bölümün satışı için kardeşleri Kağan ve Hakan ile birlikte amcası olan dava dışı İ.. A..’yi 17.08.2010 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiği,bir gün sonra Kağan ile birlikte 18.08.2010 tarihli azilname ile vekillikten azlettiği,bu azilnamenin çekişmeli taşınmazların bulunduğu Çukurova Tapu Müdürlüğüne değil aynı gün Alanya Tapu Müdürlüğüne, 24.08.2010 tarihinde ise Çukurova Tapu Müdürlüğüne tebliğ edildiği ve aynı gün tapu sicilindeki azil defterine işlendiği, 27.08.2010 tarihinde ise vekile tebliğ edildiği,davacının taşınmazlardaki payının azilden sonra ancak tebliğden önce 19.08.2010 tarihli satış suretiyle davalılara temlik edildiği,Alanya Tapu Müdürlüğünde çalışan görevli memurun azli iletmeme biçimindeki davranışının görevi ihmal suçunu oluşturacağı belirtilerek soruşturma izni istendiği; Antalya Valiliği tarafından “noter tarafından tanzim edilen azilnameyi iletme görevinin tapu müdürlüğünde değil noterde bulunduğu” gerekçesi ile soruşturma izni verilmediği; davacının bu karara itiraz ettiği, ancak Bölge İdare Mahkemesi tarafından itirazın reddedildiği ve Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,yine davacının kardeşi Kağan ile birlikte vekil İsmet hakkında görevi kötüye kullanmak ve sahtecilik suçu nedeniyle şikayette bulunduğu, savcılık tarafından “devirlerin 1991 ve 2001 tarihli sözleşmelere istinaden gerçekleştiği” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; olayda satış işleminden önce azilnamenin vekile ve taşınmazların bulunduğu Çukurova Tapu Müdürlüğüne ulaşmadığı gibi azledilen vekilin yaptığı işlem, davacının akitlerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekten ibaret olduğu gözetilerek davalılar Oktay, Aysun, Ahmet, Musa, Gülşen ve Oğuz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Ne var ki; davalı Gökhan davayı imzalı beyanı ile kabul etmiştir.6100 sayılı HMK. nun 311. (1086 sayılı HUMK. nun 95.) maddesi uyarınca davayı kabul kesin hüküm sonucunu doğurur.
Hal böyle olunca;davalı Gökhan’ın kabul beyanı gözetilerek anılan davalıya vekil marifetiyle yapılan 7178 ada 9 parsel B Blokta bulunan 2 nolu bağımsız bölümdeki 1/5 oranındaki temlik işlemine hasren davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan davalı hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.