Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/5099 E. 2017/2733 K. 18.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5099
KARAR NO : 2017/2733
KARAR TARİHİ : 18.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, sahtecilik hukuksal nedeninden kaynaklanan yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı tereke temsilcisi, davalılardan … ve …’in, mirasbırakan …’ın ölümünden sonra sahte nüfus kaydına dayanarak aldıkları gerçeğe aykırı veraset ilamıyla çekişme konusu 5715 ada 3 parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölümü yolsuz olarak adlarına intikal ettirdiklerini; vekil kıldıkları dava dışı anneleri … vasıtasıyla kendileri ile işbirliği yapan diğer davalı …’a düşük bir bedelle satış suretiyle temlik ettiklerini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile muris … adına tescilini istemiştir. Yargılama sırasında tereke temsilcisinin görevine son verildiğinden mirasbırakan …’ın mirasçıları davaya aynı iddia ve taleple devam etmişlerdir.
Davalı …, tapudaki kayda güvenerek taşınmazı iyiniyetle iktisap ettiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ikinci el konumunda bulunan davalı …’ın tapudaki kayda güvenerek taşınmazı iyiniyetle temlik aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan…’ın sonradan boşandığı dava dışı…’ın ilk evliliğinden olma çocukları davalılar … ve…’yı evlat edindiği, ancak bu hususun nüfus kayıtlarına geçmediği ve sözleşme bazında kaldığı, …’in…’dan boşandıktan sonra kurulan evlatlık bağıtının … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava neticesinde 1998/845 Esas, 1998/774 Karar sayılı, 19.10.1998 tarihli ilamı ile feshedilerek kesinleştiği; …’in 24.1.2002 tarihinde öldüğü, ne var ki,… ve İrem’in nüfusa yansımayan ve feshedilen evlatlık sözleşmesini …’ın ölümünden sonra kayda geçirttikleri ve … 9. Sulh Hukuk Mahkemesinden aldıkları 2002/921 Esas, 2002/883 Karar sayılı, 29.07.2002 tarihli mirasçılık belgesine istinaden …’ın maliki olduğu çekişme konusu 5715 ada 3 sayılı parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü üzerlerine intikal ettirdikten sonra, vekil kıldıkları dava dışı anneleri… aracılığıyla davalı …’a 19.09.2002 tarihinde satış suretiyle devrettikleri, resmi akitte dava dışı …’ın, vekil sıfatıyla davalı adına işlem yaptığı anlaşılmaktadır.
İşlemin dayanağı veraset ilamı daha sonra iptal edilmiş, mirasbırakan …’ın mirasçısının davacı olduğu anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, 27.12.1939 tarih, 11/60 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca … üzerindeki sicil kaydını kendi adlarına intikal ettiren davalılar… ve İrem’ in ilk el, onlardan edinen davalı …’ın ise ikinci el durumunda bulundukları, ilk eller adına oluşan kaydın yolsuz tescil niteliğini taşıdığından TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları, ancak, onlardan, sicilin aleniliği ve güvenirliği prensibine istinaden edinen …’ın ikinci el konumunda bulunduğu için koşullarının gerçekleşmesi halinde aynı Yasanın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı açıktır.
Somut olayda; davalı …, satışa aracılık yapan emlak komisyoncusu marifetiyle taşınmazı edindiğini, 112.000,00 TL olan satış bedelini ödediğini, temlik eden diğer davalıları tanımadığını, yalnız dava konusu taşınmazın alımı satımı dolayısıyla onlarla temasa geçtiğini, İstanbulda’ki işlerinin yoğunluğu sebebiyle …’de bulunamadığını, bu sebeple taşınmazı vekil aracılığıyla temlik aldığını bildirmiştir. Davalılar tarafından dava tarihinden önce elden ödendiği savunulan 72.000,00 TL’nin ödendiği ispat edilememiş olup, ayrıca dava konusu taşınmazın alımı için davalı … tarafından dava dışı …’ın vekil kılındığına ilişkin olarak satış tarihinden iki gün önce verilen … 1. Noterliğinin 17.09.2002 tarihli 9383 yevmiye numaralı vekaletnamesi incelendiğinde, vekil eden davalının ikametgah adresinin “1460 Sk. No: 54, Kat: 4, Daire:9, …/…” olarak belirtildiği, belirtilen bu adresin aynı zamanda davanın açıldığı tarihte davalılar İrem ve…’nın ikametgah adresi olduğu, eldeki davada dava dilekçesinin adı geçen davalılara bu adreste usulünce tebliğ edildiği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, dosyada mevcut, davalıların birbirlerini tanıdıklarını gösterir samimi fotoğraflar ile davalı … hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen beraat kararının da yalnız davalıya isnat edilen “resmi belgede sahtecilik” suçuna ilişkin olduğu da dikkate alındığında, davalı …’ın ilk el durumunda bulunan diğer davalılar ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği, kötüniyetli olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.