Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/4116 E. 2015/4579 K. 01.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4116
KARAR NO : 2015/4579
KARAR TARİHİ : 01.04.2015

MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, babası olan murisin ..parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “… oğlu …” olarak yazılı isminin nüfus kaydına uygun …. oğlu …” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere;taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın 1953 tarihinde düzenlenen kadastro tutanağının edinme sebebinde … oğlu …’in tasarrufunda iken 1312 de ölümü ile çocukları ..’nın da 1327 de ölümü ile kocası …ile başka kocadan olma çocuğu … ile …dan olma isimsiz çocuğunu terk ettiği” belirtilmek suretiyle zilyetliğe dayanılarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada …. oğlu….”‘nun annesinin adının… olduğu ancak anılan kişinin anne, baba ve kardeşlerini gösterir nüfus kayıtlarına rastlanmadığı bildirilmiştir.Dosyada,davacının iddiasını ispatlayacak keşifte dinlenen soyut tanık beyanları dışında hiç bir delil bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca, davacı iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.