YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/41
KARAR NO : 2015/1080
KARAR TARİHİ : 26.01.2015
MAHKEMESİ : SAKARYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2010/1989-2014/151
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………….’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arası ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 783 ada 144 parsel sayılı taşınmazda davalının ½ hisse ile paydaş olduğu, kalan ½ pay da ise tarafların iştirak halinde malik oldukları, davacının, taşınmazda bulunan binanın davalı tarafından kullanıldığını, kullanımına da engel olunduğunu ve kendisine bir bedel ödenmediğini, Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/83 D.iş dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre payına düşen ecrimisilin 4.597 TL ve dosyada yapılan masrafın 490 TL olduğunu ileri sürerek toplamda 5.087 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini isteyerek eldeki davayı açtığı, davalının, dava konusu taşınmazdaki evin kendisi tarafından yapıldığını, davacının talepte bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunduğu ve mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; çekişmeli taşınmazdaki binanın davalı tarafından kullanıldığı ve davalının Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/436 E sayılı dosyasında çekişme konusu binanın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti için açtığı davanın reddedilip kesinleştiği gözetilmek suretiyle ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Özellikle, arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; ecrimisil hesabı yapılan ilk dönem için kira parasının yukarıdaki ilkeler uyarınca belirlenmesi, sonraki dönemler için ecrimisil hesabının ise ÜFE artış oranı kullanılarak bulunması gerekirken son dönem için belirlenen bedel üzerinden önceki dönemlere TEFE uygulanarak hesaplama yapılması doğru değildir.
Ayrıca, ecrimisil davalarının haksız fiil benzeri davalar olduğu ve dava tarihi sonrası için ecrimisile hükmedilemeyeceği hususu göz ardı edilerek dava tarihinden sonraki dönemler için de ecrimisilin belirlenmiş olmasının doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Kabule göre de, 22.03.1976 gün ve 1/1 sayılı YİBK. kararına göre delil tespiti giderlerinin yargılama giderlerinden olup, müddeabihe eklenemeyeceği hususu dikkate alınmadan yargılama gideri olan tespit masraflarının talep edilen ecrimisil miktarına eklenerek hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle,hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.1.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.