YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2683
KARAR NO : 2016/10422
KARAR TARİHİ : 17.11.2016
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan …’ya ait 217 ada 34 parselde ev, mandra ve arsa vasıflı taşınmazın 01.01.2002 tarihinden itibaren davalı tarafından her hangi bir bedel ödenmeksizin kullanıldığını, 04.06.2007 tarihinde keşide edilen ihtarnameye rağmen bir sonuç alınamadığını ileri sürerek, geriye dönük 5 yıl için 1.625,00 TL ecrimisilin (ıslahla 3.730,26 TL) davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıya ihtarname tebliğ tarihi itibariyle intifadan men şartının gerçekleştiği ve bu tarihten dava tarihine kadarki dönem esas alınmak suretiyle bilirkişi tarafından hesaplanan ecrimisil gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerde; çekişme konusu 217 ada 34 parsel sayılı “kargir ev ve mandra ve arsa” vasıflı taşınmazda tarafların mirasbırakanı …’nun 1/2 oranında malik olduğu murisin 03.12.1994 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı ve davalı ile dava dışı eşi …, evlatları …, .., …, …, …, … ve…’nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa ve maddi zararı yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
Somut olaya gelince; mahkemece her ne kadar … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/851 Esas, 2013/27 Karar sayılı dosyasında bulunan 04.06.2007 tarihli ihtarname ile intifadan men olgusunun gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, anılan davada ve ihtarnamede davacının taraf olmadığı, başkasının gönderdiği ihtarname ile davacının intifaden men iradesinin taşınmaza elatan davalıya ulaştığına ilişkin kabulün doğru olmadığı ancak, intifadan men iradesinin her türlü delille ispat edilebileceği gözetildiğinde dosya kapsamı ve tanık beyanlarından mirasbırakan…’in ölümünden sonra taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı, davacının dava tarihinden geriye doğru 7-8 yıldan beri davaya konu taşınmaz için davalıdan kendi payına isabet eden kira bedelini istediği anlaşıldığından, mahkemenin sonucu itibari ile intifadan men olgusunu kabulü kararı doğru olduğundan davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dosya kapsamında bulunan … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/918 Esas- 2013/1013 Karar sayılı veraset ilamına göre davacının,1/12 miras payı olmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının miras payına isabet eden ecrimisil miktarının (3/12) oranı esas alınarak hesaplanması isabetsizdir.
Hâl böyle olunca, davacının miras payı 1/12 kabul edilerek, hüküm vermeye ve denetlemeye elverişli yeniden bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları, değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.