Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/243 E. 2015/768 K. 20.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/243
KARAR NO : 2015/768
KARAR TARİHİ : 20.01.2015

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/1544-2014/590
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne, (ek karara ilişkin temyiz talebinin reddine) ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …………….’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davalı Tapu Müdürlüğünün temyiz isteği, temyiz süresi geçtiğinden söz edilerek ek kararla reddedilmiş; davalı vekili, mahkeme kararının tebliğinin vekile yapılması gerekirken asile yapıldığını, geçerli bulunmadığını belirterek ek kararla birlikte asıl kararı temyiz etmiştir.
Gerçekten de, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinde vurgulanmıştır.
O halde, davalı asile yapılan tebliğ tarihi esas alınarak davalı vekilinin temyiz isteğinin süre bakımından ek kararla reddedilmesi doğru değildir. Bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, mahkemenin 18.09.2014 tarihli EK KARARIN ORTADAN KALDIRILMASINA.
Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazına gelince; hemen belirtilmelidir ki, eldeki dava 17.8.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğü’nün yürürlüğü zamanında 23.10.2013 tarihinde açılmıştır.
Bilindiği üzere, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir..
Bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur.
Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez.
Diğer taraftan, Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesine aykırı olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanı bulunmaktadır.
Hâl böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesi isabetsizdir.
Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazı da açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.01.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, tapu kaydında malik kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın esastan kabulüne karar verilmiş, karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dava 23.10.2013 tarihinde, 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün yürürlük tarihinden sonra açılmıştır.
Davacının, tapu kayıtlarında malik kimlik bilgilerinin Tüzüğün 75. maddesi uyarınca düzeltilmesi için tapu müdürlüğüne başvurmadığı saptandığından bu gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi yönündeki hükmün bozulması kararına aynen katılmakla birlikte ilgililerin tapuda kayıt düzeltme başvuruları üzerine, tapu müdürlüğünce verilen red kararına karşı Tapu Sicili Tüzüğünün 26. maddesinde belirtilen itiraz yoluna başvurulmasını zorunlu kabul eden sayın çogunluk görüşüne katılamıyorum.
Tapu Sicili Tüzüğünün “istem ve işlemin sonuçları” başlıklı dördüncü bölümünde; resmi senet düzenlenmeden ve resmi senet düzenlenmek suretiyle tescil istem ve işlemlerinin ne şekilde yapılacağı düzenlenmiş olup, istemin reddedilmesini düzenleyen 26. maddesinde, ” (1) Mevzuat ve bu Tüzükte yer alan hükümlere uygun olmayan ve 4721 sayılı Kanunun 1011 inci maddesine göre geçici tescil şerhine de imkan bulunmayan istemler geçiktirilmeden, gerekçesi, itiraz yeri ve süresi de belirtilmek suretiyle reddedilir. ……(4) Ret kararına, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Genel Müdürlüğe itiraz edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre itiraz ilgilinin isteğine bırakılmıştır
Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde belirtilen prosedüre uygun araştırma ve inceleme yapılmadan verilen kayıt düzeltme isteğinin reddi kararına karşı, tescil istem ve işlemlerinin reddi kararalarında uygulama yeri bulunan, Tüzüğün 26. maddesi uyarınca isteğe bağlı itiraz yolunu başvurulması zorunlu bir inceleme yolu olarak kabul etmek mümkün değildir.
Öte yandan, Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde ki düzenleme ile tapu müdürlüklerine geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa sürede düzeltilmesi, hakka kısa sürede en az masrafla etkili erişim amaçlanmış olup idari yargıya kadar uzanacak bir idari itiraz yolunun zorunlu sayılması tüzüğün amacına da aykırıdır.
Belirtilen nedenlerle, tapuda kayıt düzeltme istemlerinde Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen inceleme ve araştırma usulü izlenmeden verilen red kararları düzeltme isteğini mahkeme önünde görülür hale getirmez. Ancak bu istemlerin reddi halinde Tüzüğün 26. maddesinde öngörülen mercilere itiraz edilmesi ilğilinin isteğine bağlı olup zorunlu kılınmadığından; Tüzüğün 75. maddesi kapsamındaki başvurular da izlenmesi gereken zorunlu bir yol olduğuna ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne bu gerekçelerle katılamıyorum .

ÜYE