Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/2287 E. 2015/2866 K. 25.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2287
KARAR NO : 2015/2866
KARAR TARİHİ : 25.02.2015

MAHKEMESİ : TEKMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2009/113-2013/177
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulune;ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar Turan ve Şefket vekili ve dahili davalı Servet tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………………. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, çaplı taşınmazlara el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı,babası olan mirasbırakan N………. K………….’ün 3/20 oranında paydaşı olduğu 9 adet (22 Cilt 23,24,25,26,27,28,29,30 ve 31 sıra nolu) taşınmazın 2007 yılına kadar davalılar tarafından kira ilişkisine dayalı olarak kullanıldığını, ancak kira sözleşmesinin sona ermesine rağmen davalıların taşınmazları kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 2007 yılından itibaren toplam 15.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında S.. P..’ın da çekişmeli taşınmazları kullandığından bahisle anılan kişiyi de davaya dahil etmiştir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulune;ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazandırılmayacağı gibi, ıslah yoluyla da davanın tarafları değiştirilemez. Bu durumda, hakkında usulüne uygun dava bulunmayan Servet hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Davalılar Turan ve Şefket vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
./..
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hal böyle olunca, dahili davalı Servet hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi;davalılar Turan ve Şefket bakımından ise öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Davalılar Turan ve Şefket vekili ve dahili davalı Servet’in temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar Turan ve Şefket vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.