Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/2218 E. 2015/3846 K. 19.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2218
KARAR NO : 2015/3846
KARAR TARİHİ : 19.03.2015

MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2012/483-2014/112
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………… raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirket yetkilisi Mehmet Zeybek ile davalının 07.04.2008 tarihli arsa satış ve şirket kurma sözleşmesi yaptıklarını ve bu sözleşme kapsamında davacı şirketin, maliki olduğu 1192 parsel sayılı taşınmazı davalıya devrettiğini ve 87.500.-TL bedelli senet düzenleyerek verdiğini, ancak davalının, şirket kurma ve şirkete ortak etme yönündeki edimlerini yerine getirmediğini, Kahramanmaraş 4. Noterliği’nin 02.11.2012 tarihli ihtarnamesi ile anılan taşınmaz ile senedin iadesi talep edildiği halde sonuç alınamadığını, Borçlar Kanunu’nun 124. ve 125. maddesinin açık olduğunu belirterek tapunun iptali ile davacı adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davacının dayandığı sözleşmenin yapılmasından sonra mutabakatla ortaklıktan vazgeçilip dava konusu taşınmazın bedel mukabilinde satılmasının kararlaştırıldığını ve bu kapsamda devrin gerçekleştirildiğini, satış bedelinin de banka kanalı ile ödendiğini, kaldı ki davacının 87.500.-TL aldığını dava dilekçesinde ikrar ettiğini, verildiği söylenen senedin de davacıya iade edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davaya konu arsa vasıflı 1192 parsel sayılı taşınmazın davacı firma adına kayıtlı iken, davacı şirket müdürü Mehmet Zeybek ile davalı arasında düzenlenen ”Arsa Satış ve Şirket Kurma Sözleşmesi başlıklı” 07.04.2008 tarihli; ” …………. Sanayi ve Limited Şirketine ait ekte fotokopisi olan Kaphramanmaraş Merkez …………… Köyü K………….Mevkii 28N-3A Pafta, 1192 nolu 3.904,26 m2 yüzölçümlü arsa, İ.. R.. ve Mehmet Zeybek, tararfından veya gösterecekleri kişiler tarafından kurulacak şirkete devredilecektir. Kurulacak yeni şirketin ortaklık yapısı %50 = %50 eşit olacaktır. Arsanın fiyatı 175.000.-YTL olarak tespit edilmiş ve arsanın yarı bedeli olan 87.500.-YTL…………..Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına …………… ödenmiş olup, karşılığında düzenleme tarihi 07.04.2008 olan 87.500.-YTL bir adet senet alınmıştır. Yukarıda vasfı belirtilen
./..
arsa yeni kurulacak şirkete bu sözleşmede yazılı şartlarla devredildiğinde sözkonusu senet hükümsüz olacak ve Mehmet Zeybek’e iade edilecektir. İş bu sözleşme 2 nüsha olarak 07.04.2008 tarihinde Yeni Hükümet Caddesi 10. Sokak Gülpak 2 Apt.No:2/1 Kahramanmaraş adresindeki İ.. R..’nun ofisinde düzenlenmiş olup, birer adet taraflara verilmiştir. 07.04.2008 ” şeklinde adi yazılı belge düzenlenerek, belgenin davacı adına şirket müdürü ……………..k ile kurulacak yeni şirket ortakları adı altında Mehmet Zeybek ile davalı tarafından imzalandığı, 12.05.2008 düzenleme tarihli borçlusu ……….. …………, kefili davacı şirket, alacaklısı İ.. R.. olan, 01.08.2008 ödeme günlü 40.000.-TL bedelli bedeli nakten ahzolunan senet düzenlenerek davalıya verildiği, öte yandan; davaya ve sözleşmeye konu 1192 nolu parselin 23.05.2008 tarihinde şirket yetkilisi Mehmet Zeybek tarafından 26.000.-YTL bedelle davalıya satış gösterilmek suretiyle temlik edildiği, yine dava dışı Nermin Reyhanlıoğlu tarafından davacı şirket yetkilisi Mehmet Zeybek’e 87.500.-YTL’nin banka kanalı ile havale edildiği, davacının davalıya gönderdiği 20.05.2011 tarihli ihtarnamesi ile; 07.04.2008 tarihli sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirdiği halde, sözleşmede belirtilen şirket kurma ve şirkete ortak edilme edimlerinin aradan 5 yıl gibi uzunca bir süre geçtiği halde davalı tarafça yerine getirilmemesi sebebi ile sözleşmeyi fesettiğini, bu nedenle dava konusu taşınmazın ve senedin iadesini talep ettiği, davalının 09.11.2012 tarihli cevabi ihtarı ile de; her ne kadar sözleşme yapılmış ise de karşılıklı müzakere ile ortaklıktan ve şirket kurmaktan vazgeçildiğini, sözkonusu arsanın da şahsına satılması konusunda mutabık kalındığını, bu kapsamda taşınmazın satılıp bedelinin tamamen ödendiğini, senedin de arsanın devrinden sonra teslim edildiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve Türk Medeni Kanunun 6. maddesi ile HMK’nun 190. md. düzenlendiği üzere “ Herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir. ”
Somut olaya gelince, davacı çekişme konusu taşınmazın taraflar arasında düzenlenen 07.04.2008 tarihli sözleşme doğrultusunda davalıya devredildiğini, sözleşme kapsamında kendi edimlerini yerine getirdiği halde davalının edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmeyi tek taraflı olarak fesettiğini bildirerek eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf, sözleşmenin varlığını ve içeriğini ikrar etmiş ancak, sonradan yapılan mutabakatla ortaklıktan vazgeçildiğini ve sözleşmeye konu taşınmazın bedeli mukabilinde kendisine satılması konusunda anlaştıklarını ve bu kapsamda taşınmazın devredildiğini savunmuştur. O halde, sözleşmeden dönülerek taşınmazın bedeli karşılığı satıldığı iddiasını davalının ispat etmesi gerektiği açıktır. Hemen belirtmek gerekir ki; yazılı belgenin (taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin) aksini iddia eden davalının, iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği de tartışmasızdır.
Ne var ki; toplanan delillere göre, davalı sözleşmenin aksini yazılı belge ile ispat edebilmiş değildir.
Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabul tarzı itibariyle de; yargılama sırasında dava değeri 175.000.-TL ye yükseltilerek bu doğrultuda harç ikmali yapıldığı gözetilmeden, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davalı taraf yararına eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.