Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/18923 E. 2018/14820 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18923
KARAR NO : 2018/14820
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ – TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı…’in, 1146 ada 19 sayılı parseldeki 7 nolu bağımsız bölümünü 25.01.2012 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile, 8 nolu bağımsız bölümünü ise 18.10.2005 tarihinde satış suretiyle 2. eşi olan davalıya devrettiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, mirasbırakanın ölümünden 2 yıl evvel kanser hastalığına yakalandığını ve murise baktığını, dava konusu bağımsız bölümlerin bulunduğu arsanın evlilik birliği içinde, kendisinin de katkısı ile muris tarafından satın alındığını, ayrıca devir sırasında bir miktar satış bedeli de ödediğini, temliklerin mal kaçırma amaçlı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1938 doğumlu mirasbırakan …’in 25.09.2013 tarihinde öldüğü geriye ilk eşi …’den olan oğlu davacı … ile davalı eşi …. ve davalı …’dan olan dava dışı çocukları …, …, … ve….’nin kaldıkları, murisin maliki olduğu 1146 ada 19 sayılı parseldeki dava konusu 8 nolu bağımsız bölümü 18.10.2005 tarihinde satış suretiyle, dava konusu 7 nolu bağımsız bölümü ise 25.01.2012 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı eşi….’ya devrettiği anlaşılmaktadır. .
Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu 8 nolu bağımsız bölümün davalıya devrinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak anılan taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalının 7 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince; taraf tanıkları ve dosya arasına alınan hastane kayıtlarından mirasbırakanın 2011 yılında hastalandığı ve kendisine birlikte yaşadığı davalı eşinin baktığı, davacının bu dönemde babası ile ilgilenmediği, mirasbırakanın aynı binada dava dışı bağımsız bölümünün bulunduğu gözetildiğinde mirasbırakanın 7 nolu bağımsız bölümü davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı değil bakılması karşılığında yaptığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, çekişme konusu 7 nolu bağımsız bölüm bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile anılan bağımsız bölüm bakımından da davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.