Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/18901 E. 2018/14817 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18901
KARAR NO : 2018/14817
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl ve birleştirilen davanın davacıları, mirasbırakanları,…’in, dava koınusu 315 parsel sayılı taşınmazını 05.12.1995 tarihinde davalı oğullarına satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, satış bedelinin mirasbırakanın banka hesabına yatırıldığını, devrin murisin ihtiyacı nedeniyle yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.790.94.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 22.11.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen dava davacıları, miras bırakan babaları…’in 05.12.1995 tarihinde 315 Parsel sayılı taşınmazını mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğullarına devrettiğini ileri sürerek miras payları oranında davalılar adına olan tapuların iptali ile tescilini istemişlerdir.
Davalılar, taşınmazın rayice göre satın alınıp bedelinin bankada mirasbırakan hesabına ödendiğini, mirasbırakanın imzasını taşıyan belgede de bunun belirtildiğini, babaları…’in maddi sıkıntıda olduğu için taşınmazını sattığını, maddi sıkıntıdan kurtarmak için kiraların babasına ödendiğini, elden de para yardımında bulunduklarını, daha öncede babalarının mallarını sattığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan…’in 15.12.2010 tarihinde ölümü sonucu davacı kızları, davalı oğulları ile dava dışı eşi ve oğlu …’un mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın 315 parsel sayılı taşınmazını 05.12.1995 tarihinde davalı oğullarına satış suretiyle devrettiği, aynı günlü mirasbırakan imzalı “(Arsa) Tarla satış senedidir” başlıklı belgede, taşınmazın 1.000.000.000TL bedelle ve eşit paylarla davalılar … ve …’e satılıp zilyetliğinin devredildiği, 1996 yılı Ekim ayına kadar kiraların… tarafından alınacağı sonrasında bu taşınmaza alıcılar bina yapacaklarından, eski evin yıkılacağı ve taşınmaz satış bedelinin satıcı… …’in … İşbankası hesabına ödenmesinin, kararlaştırıldığı, … İşbankasının 08.12.1995 tarihli iki dekontunda “315 parsel nolu arsanın bedeli” açıklamalı 5.912.00 döviz karşılığı 499.992,797 TL nin … ve … tarafından… Üreyen hesabına ödendiği, taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle 4 daire ve 6 dükkan inşa edildiği, yükleniciye kalanlar dışında halen 1,2,5,6,10 nolu bağımsız bölümlerin 1/2 paylı olarak davalılar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; muris muvazaası iddiasına dayalı uyuşmazlıkların, sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Bu durumda; davacıların TMK’nun 6. ve HMK’nun 190. maddelerine göre muvazaa iddiasını kanıtlamaları gerektiği açıktır.
İddia ve savunma doğrultusunda dinlenen tanıklardan; davacı tanığı … “mirasbırakanın rahat yaşamayı seven bir kişi olup rahatı ve eğlencesi için her şeyi feda edebileceğini, maddi durumunun hiç iyi olmadığını” ifade ettiği, yine davacı tanığı …, mirasbırakanın 25 dönüm arazisini 500 m2 ayırarak parça parça sattığı, parasını kendisi ve eşi için harcadığını, dava konusu taşınmazın davalılara satıldığını bilmediğini ifade etmiş, davacı tanığı …, kat karşılığı inşaat sözleşmesini yüklenici ile mirasbırakanın yaptığını, bir süre dairelerden birinde oturduğunu kiralarıda mirasbırakanın aldığını bildirmiş tanık …,
mirasbırakanın ….’de yaşadığı dönemde maddi sıkıntı nedeniyle taşınmazını satmak istediği daha sonra da oğluna sattığını kendisinden duyduğunu, tanık …, taşınmazın satışından sonra mirasbırakanın …’da bir tekne aldığını, ifade etmiş, mirasta hak sahibi olan mirasçı …, dava konusu taşınmazdaki işyerini kiralamak istediğinde babasının yeri satacağını söylediğini, yeri satıp kaporo aldığını, daha sonra da taşınmazı abilerine sattığını, babasının 8-10 yıl …lı bir bayanla Türkiye’de, sonra da …’da yaşadığını ve orada öldüğünü ifade etmiş, taraf tanıkları mirasbırakanın alkol ve kumar alışkanlığı olduğunu bildirmişlerdir.
Yukarıda belirtilen ilkeler, yeminli tanık anlatımları ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; miras bırakan…’in alkol ve kumar alışkanlığı olduğu, rahat yaşamayı sevdiği, dava konusu taşınmazın satışından öncede 25 dönüm arazisini parça parça sattığı, maddi sıkıntıda olduğunu bildirip dava konusu taşınmazını satışa çıkardığı, satış için kaporoda aldığı ancak daha sonra taşınmazı eşit paylarla davalı oğullarına sattığı, mirasbırakanın resmi satışı yaptığı gün imzasını taşıyan satış bedeli, ödeme ve kullanımla ilgili harici bir satış belgeside düzenlediği, satış bedelinin mirasbırakanın İşbankası … şubesindeki hesabına davalılarca ödendiği, bir kısım tanık anlatımlarına göre miras bırakanın satıştan sonra tekne aldığı, 8-10 yıl … bir bayanla Türkiye’de daha sonra …’da yaşadığı ve orada öldüğü, vergi mükellefiyet kayıtları ve tanık beyanlarına göre davalıların ticaretle uğraştıkları, işlem tarihinde alım güçlerinin olduğu, davacı … ve davalı …’nin işyeri ortaklığı nedeniyle aralarında sorun olduğu ancak mirasbırakanın çocuklarıyla sorununun olmadığı, miras bırakanın davalılara yaptığı temlikin mal kaçırma amaçlı ve bedelsiz yapıldığının davacılarca kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddi gerektiği görüşünde olduğumuzdan, mahkemenin davanın kabulüne ilşkin kararının onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.