Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/18832 E. 2018/14965 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18832
KARAR NO : 2018/14965
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-GAİPLİK

Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve gaiplik davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne, asli müdahiller yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davalı ve asli müdahiller tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, Vakıflar Kanunu 17. maddesine dayalı gaiplik ve tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 728 ada 7 parsel sayılı… … Vakfından mukataalı taşınmazın tamamının …. oğlu … adına kayıtlı olduğunu, yapılan tahkikat sonucunda vakıf taşınmazının mutasarrıfının hayatı ve nerede olduğu hakkında bir bilgi edilemediğini, …. 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 02.10.2003 tarih ve 2003/424 Esas, 2003/712 Karar sayılı ilamıyla … Defterdarının kayyım tayin edildiğini, taşınmazın sahipsiz kaldığını, gaiplik kararı verilmek suretiyle taşınmazın … Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Asli Müdahiller, kayıt maliki … oğlu ….’in mirasçısı olduklarını beyan etmiştir.
Mahkemece, koşulları oluşan davanın kabulüne, asli müdahiller yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt malikinin gaip kişilerden olup olmadığı, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.
O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır.
Somut olayda; dava konusu 728 ada 7 parsel sayılı 630 m2 miktarlı arsa nitelikli …. … Vakfından mukataalı olduğuna ilişkin şerh bulunan taşınmazın 19.09.1958 tarihli kadastro işlemi ile … oğlu … adına kayıtlı olduğu, … 1. Noterliği 24.1.2014 tarih … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre …. ve … olma 01.07.1893 doğumlu …’in 04.06.1961 tarihinde öldüğü, müdahale talebinde bulunan kişilerin mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır.
Ne var ki, müdahiller tarafından dosyaya hasımlı veraset ilamı sunulmadığı gibi kendilerine hasımlı veraset ilamı almaları için olanak da tanınmamıştır.
Hâl böyle olunca; kayıt malikinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının tespiti için vakıfların da taraf olduğu hasımlı veraset ilamı alınması için müdahillere olanak tanınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ve müdahillerin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.