Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/18151 E. 2018/13739 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18151
KARAR NO : 2018/13739
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : … VD.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar; mirasbırakanları Osman’ın, 229 ve 230 parsel sayılı taşınmazlarının satış yetkisi içeren 19.0.2002 tarihli vekaletname ile oğlu Erdoğan’ı vekil tayin ettiğini, Erdoğan’ın da anılan taşınmazları mirasbırakana vekaleten bacanağı olan davalı …’e satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olarak açılmış, ön inceleme duruşmasında da niteleme bu şekilde yapılmıştır.
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK’nun 141. maddesinde düzenlendiği üzere; “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.”
Somut olayda; davacı taraf davalının açık muvafakati olmadan dava sebebini değiştirmiş olup, bu konuda usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır.
Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesi ile TMK’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
Somut olayda, mirasbırakanın vekil Erdoğan aracılığıyla diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla çekişme konusu temliki yaptığı usulünce kanıtlanmış değildir.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.