Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/15837 E. 2018/14672 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15837
KARAR NO : 2018/14672
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı … mirasçıları tarafından süresinde davacı … vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.11.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı … ve vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı …, davacı …, davacı …, davacı … …, davacı … ve temyiz edilen davalı … vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, miras bırakanları …’nın yaşlılığından ve ehliyetsizliğinden yararlanılarak maliki olduğu 21 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakım koşuluyla davalı kızı …’e, 21 ada 49 parsel ve 62 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarının da satış suretiyle davalı damadı …’e temlikinin sağlandığını, taşınmazların muvazaayı gizlemek amacıyla yakınları olan diğer davalı …’a devredildiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, yargılama aşamasında davacılardan …’nın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davalı …, miras bırakana ölümüne kadar diğer davalı eşi … ile birlikte baktığını, akdin gereğini yerine getirdiğini, davalı … ise satışın gerçek olduğunu, satış bedelini miras bırakanın hesabına yatırdığını, davalı … ise dava konusu taşınmazları emlakçı aracılığı ile aldığını, satış bedelini davalı …’in hesabına yatırdığını, davalılar ile herhangi bir akrabalık ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, öncelikle ehliyetsizlik hukuksal nedeni yönünden gerekli araştırmanın yapılması,miras bırakanın ehliyetli olduğunun saptanması halinde diğer hukuki sebeplerin inceleme konusu yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, miras bırakanın işlem tarihinde ehliyetli olduğunun … Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nca saptandığı gerekçesiyle ehliyetsizlik yönünden davanın reddine, çekişme konusu 21 ada 19 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan tarafından ölünceye kadar bakma koşuluyla davalı …’e temlik edildiği, bu konudaki savunmanın ve itirazın aktin tarafı tarafından yapılması gerektiği, çekişme konusu 21 ada 49 ve 62 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise muvazaa iddialarının ispatlanamadığı gibi kayıt maliki olan davalı …’nin de iyiniyetli olmadığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1913 doğumlu miras bırakan …’nın 04.06.2004 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı çocukları … ve… ile davalı kızı …’i bıraktığı, miras bırakanın 21 ada 19 parsel sayılı taşınmazını 17.07.2001 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile kızı davalı …’e, 21 ada 49 parsel sayılı taşınmazı ile 62 ada 1 parsel sayılı taşınmazını 05.12.2003 tarihinde damadı davalı …’e (…’in eşi) satış suretiyle temlik ettiği, davalı …’in 21 ada 19 parsel sayılı taşınmazını, davalı …’in de 21 ada 49 parsel sayılı taşınmaz ile 62 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını 13.02.2004 tarihinde diğer davalı …’a temlik ettikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, mirasbırakan …’nın temlik tarihinde ehliyetli olduğu … Kurumu raporuyla saptanmak suretiyle ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, mahallinde keşif yapılarak 01.07.2001 tarihli ölünceye kadar bakım akdinin konusu olan 21 ada 19 parsel sayılı taşınmazın temlik tarihi itibariyle mirasbırakanın tüm mamelekine oranlanarak bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığının tespit edilmediği, 05.12.2003 tarihinde satış suretiyle temlik edilen 21 ada 49 parsel sayılı taşınmaz ile 62 ada 1 parsel sayılı taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmediği, savunma yolu ile miras bırakanın 05.12.2013 tarihinde dava dışı 63 ada 2, 67 ada 17 ve 73 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarının da davalı …’e aynı resmi senetle temlik edildiği beyan edilmesine rağmen, 05.12.2003 tarihli resmi senedin dosyaya alınmadığı, anılan taşınmazların da miras bırakan tarafından temlik edilip edilmediğinin saptanmadığı, temlik edilmiş ise değerlerinin tespiti yönünde bilirkişiden rapor alınmadığı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1.6.2005 tarih, 2005/5 Esas ve 2005/3 Karar sayılı terekenin tespiti dosyasında miras bırakan adına olduğu tespit edilen … … köyün 72 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile … köyünde 73 ada 8 parsel sayılı taşınmazların temlik tarihleri itibari ile değerlerinin belirlenmediği, davacı tanıkları… ile … …’ın davalılar … ile … arasında akrabalık ilişkisinin olduğunu beyan etmelerine rağmen nüfus kayıtları getirtilerek bu yönde bir ilişki olup olmadığının saptanmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.