Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/15685 E. 2018/14674 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15685
KARAR NO : 2018/14674
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın … husumet yokluğundan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.11.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan …’un mal varlığının büyük bir kısmını davalı …’nu vekil kılarak karısı olan davalı …’a satış suretiyle temlik ettiğini, davalı … aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/179 Esas, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/260 Esas ve … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/299 Esas sayılı dava dosyalarının derdest olduğunu, davalı …’un vekil tayin edilen davalı … ile anlaşarak üzerine aldığı taşınmazların fazlalılığı nedeni ile iptal davasından kurtulmak amacıyla çekişme konusu 8021 ada 5 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümü yakın dostları olan davalı …’ye temlik ettirdiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, tapunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında davacılardan …’un ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davalılar … ve… husumet ehliyetlerinin olmadığını belirterek davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
Davalı …, davalı … lehine muvazaalı temlik yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davalı …’in taşınmazda herhangi bir tasarrufunun olmadığını, aidat ve ortak ödeme giderlerinin babası… tarafından ödendiğini, çekişme konusu taşınmazın bedelinin büyük bir kısmının da annesinin sattığı başka bir daireden gelen para ile ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı … hakkındaki davanın iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davalılar … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1961 doğumlu miras bırakan …’un 31.01.2012 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak, davacı kardeşleri …., …, kardeşi …’den olma yeğenleri …,…., kardeşi….’ten olma yeğeni … …, … …, … … ve davalı eşi…’i bıraktığı, davalı …’nun miras bırakanın maliki olduğu çekişme konusu 8021 ada 5 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümü … 27. Noterliği’nin 14.04.2011 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesine istinaden 10.06.2011 tarihinde davalı …’ye vekaleten…’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olayda, mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıda belirtilen ilke ve esaslar uyarınca araştırma yapılması, satışa dayanak … 27. Noterliği’nin 14.04.2011 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesinin dosya arasına alınması, miras bırakanın temlik tarihindeki tüm malvarlığının eksiksiz saptanması, terekenin tespitine ilişkin … 4. Sulh Mahkemesinin 2014/54 Tereke dosyası ile taraflar arasında görülen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/179 Esas, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/260 Esas ve Dairenin 2015/6270 Esas ve 2018/3151 Karar sayılı kararı ile bozulan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/299 Esas sayılı dava dosyaları getirtilerek titizlikle incelenmesi, anılan dava dosyaları eldeki dosya ile birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın temlikteki iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.