YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14713
KARAR NO : 2015/12185
KARAR TARİHİ : 20.10.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2004
NUMARASI : 2003/304-2004/461
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …………’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, davacı Kayyımın dava açılırken yatırılması gereken dava harçlarını yatırmadığı ve davanın bu şekilde sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; davacı kayyım, gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığına ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davayı açtığına göre, Hazineyi temsilen hareket ettiği ve 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olduğu söylenemez.
Diğer taraftan, kayyımlığa dayanak teşkil eden 3561 sayılı Kanun’un 2. maddesinde “Kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır.” hükmüne yer verilmiş ise de, burada yargı harçlarından bağışıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır(HGK’nun 12.10.2011 gün ve 2011/3–629 E. 2011/613 K. sayılı ilamı).
Öte yandan, harca tabi nitelik taşıyan bir davanın açıldığının kabul edilebilmesi için başvurma harcı ve peşin harcın alınması gerekeceği, harç ikmali sağlanmaksızın davanın devamına ve yargılamanın sürdürülmesine 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. madde hükümleri uyarınca olanak bulunmadığı; bunun yanında, anılan hususunun kamu düzeni ile ilgili olduğu ve resen gözetileceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, dava açılırken yatırılması gereken başvuru harcı ile peşin harcın davacı Kayyımdan tahsil edilmesi, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme sonucu hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.