YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13487
KARAR NO : 2015/11445
KARAR TARİHİ : 07.10.2015
MAHKEMESİ : SİVEREK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2008/595-2013/377
Taraflar arasında görülen tapu iptali ile tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve müdahiller ……, ……, ……, ……, …….., …….., …….. ve ………… vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; temyiz eden müdahil ………… dışında diğer müdahillerin maktu temyiz harcı yatırmaması üzerine Dairenin 02.07.2014 tarihli 2013/20990 Esas, 2014/12752 Karar sayılı kararı ile maktu temyiz harcının temyiz eden müdahiller ………., ……….., ……., ……., …….., ……….. ve …………’den tahsil edilmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, mahkemece maktu temyiz harcının yatırılması yönünde anılan müdahiller vekiline çıkarılan muhtıraya rağmen gerekli harcın yatırılmadığı anlaşıldı. Tetkik Hakimi …………..’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, kadastro tespiti sonrası tapuda satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, kadastro tespiti sırasında 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların eski tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle …………. (……….) adına tespit edildiğini, kadastro tespitine itiraz edildiği halde ……….’in ½ payını ……………..’e sattığını ve bilahare ………..’in diğer ½ payını da ………..’in ihale ile satın aldığını, ……….’in de taşınmazları ……………..’e verdiği vekâletname ile kendisine tapuda sattığını ancak taşınmazların ……………. (…………) adına hükmen tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında Nedim mirasçılarından ……………… davaya dahil edilmiştir.
Müdahiller, taşınmazların zilyetliklerinde bulunduğunu belirtip davaya müdahil olmak istemişler; yargılama sırasında müdahil ……………… ve …………… davadan feragat etmiştir.
Davalılar, hakdüşürücü sürenin dolduğunu belirtip davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kadastro komisyon kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük sürenin geçmesiyle dava konusu taşınmazlara ilişkin tutanakların kesinleştiği, hak düşürücü süre neticesinde …………….. …………….. tarafından usulüne uygun dava açılmadığından dolayı sonrasında taşınmazın ……….tarafından davacı ………….’e satılmasının davacıya ve müdahillere tescil hakkı vermeyeceği gerekçesi ile hak düşürücü süre nedeniyle davacı ve müdahillerin davasının reddine karar verilmiştir.
Temyiz eden müdahiller …….., ………, …….., …………, ……., ……. ve …………’in maktu temyiz harcını yatırmaması üzerine, Dairemizce 02.07.2014 tarihli ve 2013/20990 Esas, 2014/12752 Karar sayılı ilamı ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 434/1. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK’nun 366. maddesi yollamasıyla 344. maddesi ) maktu temyiz harcının temyiz eden anılan müdahillerden tahsil edilmesi ve ilgili makbuzun evrakına eklendikten sonra gönderilmesi için geri çevirme yapıldığı, mahkemece Yargıtay ilamı uyarınca işlem yapılmak suretiyle maktu temyiz harcının yatırılması yönünde müdahiller vekiline muhtıra çıkarıldığı ve verilen 7 günlük kesin süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ancak müdahiller vekilinin anılan muhtırayı 17.03.2015 tarihinde tebellüğ ettiği halde yedi günlük kesin süre içinde maktu temyiz harcının yatırılmadığı anlaşılmakla; müdahiller ……., ………., ………., ………, …….., ……… ve ………..’in temyiz isteğinin REDDİNE,
Davacı vekili ile müdahil ……… vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 19.07.1964 tarihli kadastro tespiti sırasında 439.100 m2 yüzölçümlü 11, 595.525 m2 yüzölçümlü 12 ve 137.900 m2 yüzölçümlü 13 parsel sayılı taşınmazların 07.03.1946 tarih ve 10 nolu tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle ………….. (………..) adına tespit edildiği,…………, ……….., …………., ve ………. tarafından 10.08.1965 ve dava dışı ……… ……… tarafından 09.08.1966 tarihinde tespite itiraz edildiği, taşınmazlara ilişkin olarak 04.06.1965 tarihinde ………., ………., ……….., ………., ve müdahillerden …. …… ve …… ……….. tarafından Hazine ve Köy tüzelkişiliği aleyhine ……… Asliye Hukuk Mahkemesinin 1965/131 Esasına kayıtlı senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil istemli dava açıldığı, 09.12.1965 havale tarihli dilekçe ile tespit maliki …….’in davaya müdahil olduğu,Mahkemece 27.01.1967 tarih 1967/11 Karar sayılı ilamı ile çekişmeli taşınmazlarda kadastro tespiti yapıldığı ve tapulama tutanaklarının 766 sayılı Tapulama Kanunun 13. maddesi gereğince Tapulama Mahkemesine gönderildiği gerekçesi ile davanın Tapulama Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Tapulama Mahkemesine gönderildiği ve Tapulama Mahkemesinin 1968/13 Esasına kayıtlandığı, yargılama sırasında 18.03.1971 havale tarihli dilekçe ile …………. ………….’in davaya müdahil olduğu, Tapulama Mahkemesinin 14.03.1972 tarih 1972/2 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinin itiraz mahiyetinde kabulü ile 766 sayılı Tapulama Kanununun geçici 2. maddesi hükmü aracılığıyla anılan yasanın 28. maddesi hükmüne göre davacıların itirazlarının incelenip Kadastro Müdürlüğünce itirazlar hakkında bir karar verilmek üzere tespit tutanağı ve ekli belgelerin Kadastro Müdürlüğüne aktarılmasına karar verildiği, Tapulama Komisyonu tarafından 19.07.1972 tarih 1972/396 nolu kararı ile muterizlerin itirazlarının reddine, ………….. yönünden süresinde itiraz yapılmadığından muteriz olarak kabul etmeye imkan bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği,kararın tebliği üzerine komisyon kararına karşı 17.08.1972 tarihinde Filit Gengeç tarafından Tapulama Mahkemesine kadastro tespitinden sonra …… ½ payını 13.09.1966 tarihinde 11.031 m2 yüzölçümlü Eylül 1966 tarih 237 sıra nolu tapu kaydı ile satın aldığından ve bilahare ………. ‘in diğer ½ payını da 14.10.1963 tarihinde 3. kişi ………. ……….’a, ………..’dan da alacağın temliki ile 26.11.1966 tarihinde lehine ipotek edilmesi nedeniyle Siverek İcra Müdürlüğünün 1965/43 takip sayılı dosyası üzerinden icra marifetiyle yapılan 07.04.1970 tarihli ihale ile satın
kesinleşip 17.11.1973 tarihinde Kasım 1973 tarih 17 sıra nolu tapu kaydı ile adına tescil edildiğinden bahisle itiraz edildiği, Tapulama Mahkemesinin 1972/16 Esasına kayıtlanan davanın yargılama sırasında davacı ……………….’in 05.11.2001 havale tarihli dilekçe ile ………..’in taşınmazları ……… ………..’e verdiği 29.08.2001 tarihli vekaletname ile 02.11.2001 tarihinde kendisine tapuda satttığından bahisle davaya müdahil olduğu, Mahkemenin 2005/22 Karar sayılı ilamı ile 18.10.1967 tarihinde tapulama tutanaklarının askıya çıkarıldığı tarihten 30 günlük süre içersinde ……….’in itiraz etmediği gerekçesi ile davanın reddi ile taşınmazların tespit gibi tesciline karar verildiği ve kararın derecattan geçmek suretiyle 23.07.2008 tarihinde kesinleştiği, 28.07.2008 tarihinde taşınmazların hükmen …………. …………. (…………..) adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 23.02.1979 tarihinde ölen kayıt maliki …………. ……….. (……….)’ın dosya içindeki veraset belgesinin incelenmesinden dava konusu taşınmazların davalılar ……, …………, ………., …………. ve ………… ………….. ve dava dışı ………….’a iştirak halinde intikal ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemenin verdiği karar iştirak halinde malik bulunan dava dışı …………’ın da hakkını doğrudan etkilemektedir ve tüm mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Öte yandan, davacı ………. ve onun bayi …… kadastro tespitinden sonra çekişmeli taşınmazları tapuda satış suretiyle almıştır. Davacı …… kadastro tespitinden önceki nedene dayanmamaktadır. Hak düşürücü süre kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak açılan davalarda söz konusu olur.Davacı ise tespit tarihinden sonraki hukuki sebebe dayanarak dava açmıştır. Bu durumda hak düşürücü sürenin dolduğundan söz edilemez.
Müdahil …………….. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Müdahil ……………… kadastro tespitinden önceki ve sonraki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanmış ancak herhangi bir istemde bulunmamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK. nun 119/1. fıkrasında dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar sayılmış ve bu unsurlardan birinin de 119/1-ğ bendine göre ” Açık bir şekilde talep sonucu” olduğu görülmektedir.
Tespitten önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeni yönünden; Dava konusu taşınmazlarla ilgili Kadastro Mahkemesine davacının bayi ………… tarafından açılan dava sonucu verilen karar 23.07.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Gerçek hak sahibi araştırılıp belirlenmedikçe taşınmaza ilişkin iptal ve tescil davalarında hasmın belirli olduğundan söz edilemez. Bu nedenle Kadastro Mahkemesinde açılan tespite itiraz davası sonucunda malik belirleneceğinden tutanağın kesinleşme tarihi de Kadastro Mahkemesinin vermiş olduğu kararın kesinleşme tarihidir. Dolayısıyla dava dosyası itibariyle tutanağın kesinleşme tarihi Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiği 23.07.2008 tarihidir. Bu tarih itibariyle tespit öncesi neden yönünden hak düşürücü süre dolmamıştır. Mahkemece tespit öncesi neden yönünden hak düşürücü sürenin dolmuş olduğundan bahisle davanın reddi kararı doğru değildir.
Diğer taraftan kadastro tespiti sonrası zilyetliğe dayalı neden (4721 sayılı TMK. nun 713/2. maddesi) yönünden olumlu olumsuz bir karar da verilmemiştir. Kaldı ki; kadastro tespiti sonrası zilyetliğe dayalı neden bakımından herhangibir dava süresi de öngörülmemiştir.
Ayrıca asli müdahale yolu ile açılan davanın 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi hükmü uyarınca nisbi harca tabi olduğu da tartışmasızdır.
…/….
Hâl böyle olunca, öncelikle kayıt maliki ………..mirasçılarından ………….’ın da davaya katılmasının sağlanması için davacıya süre verilmesi, kadastro öncesi ve sonrası zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak dava açan müdahil …………….’e talebinin açıklattırılması, asli katılma yolu ile açılan davada dava konusu taşınmazların değeri belirlenerek bu miktar üzerinden nisbi tarifeye göre noksan harcın ikmal ettirilmesi, ondan sonra yukarıda değinildiği şekilde hak düşürücü sürenin dolmadığı gözetilerek gerekli araştırma ve inceleme yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve elde edilecek sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan, müdahile talep sonucu açıklattırılmadan, müdahilden maktu harç alınarak ve eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kadastro tespiti sonrası zilyetliğe dayalı neden yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.
Davacı vekili ile müdahil …………… vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Okundu. 14.10.2015
A.A.