Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/121 E. 2015/13258 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/121
KARAR NO : 2015/13258
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

MAHKEMESİ : ADANA(KAPATILAN) 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2014
NUMARASI : 2012/1037-2014/431

Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi…..l’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı, kayden malik olduğu …. ada 374 parsel sayılı taşınmazına, Adana D-400 karayolu üzerinde köprülü kavşak yapımı çalışmaları sırasında alternatif yol belirlenirken 25/04/2012 tarihinden itibaren davalı şirketler tarafından ortasından asfalt dökülmek suretiyle yol haline getirilerek müdahalede bulunulduğunu, 3091 sayılı yasa kapsamında men kararı verildiğini, bu karara rağmen müdahalenin sona erdirilmediğini, mevcut haliyle taşınmazın tamamı üzerinde tasarruf hakkının engellendiğini ileri sürerek, tecavüzün başlangıç tarihi olan 25/04/2012 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiş, birleşen dosyaları ile Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı da aynı taleple dava açmış, ilk dava tarihi olan 14/09/2012 ile tecavüzün sonlanma tarihi olan 15/03/2013 tarihi arası dönem için de fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini, aşamada davasını ıslah ederek 77.019-TL ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, KGM Mersin 5.Bölge Müdürlüğü ile aralarında köprülü kavşak yapım sözleşmesi bulunduğunu, köprülü kavşak yapım inşaatı için karayolunun trafiğe kapatılarak belirlenen güzergahlar üzerinden ulaşımın sağlandığını, ulaşımın sağlanacağı bu güzergahların Adana Büyükşehir Belediyesi ve KGM tarafından belirlendiğini, bu yerlerin belirlenmesi ve kullanılmasında bir etkilerinin olmadığını, dolayısıyla çekişme konusu taşınmaza şirketler tarafından yapılan bir tecavüzün sözkonusu olmadığını, sorumluluğun A.. B.. ve Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu, bu nedenle şirketler açısından husumet nedeniyle davanın reddi gerektiği, yeni ulaşım yeri olarak kullanılan yerin kime ait olduğunun şirketler tarafından bilinemeyeceğini, davanın esastan da reddi gerekeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü; dava konusu yerde kurumlarınca Havaalanı Köprülü Kavşağı inşaatı nedeniyle servis yolu yapıldığını, söz konusu servis yolu yapılmadan önce A.. B.. Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nden yazı ile servis yolunun güzergahının belirlenmesi talep edildiğini, 08/02/2012 tarih ve 2012/46 sayılı UKOME kararı alınarak bu karara göre kurumları nezdinde çalışan yüklenici firma tarafından servis yolu açıldığını, kurumları tarafından yüklenici firmanın civar arazideki emlakın ve tesislerin korunması için müteaddit defalar uyarıldığını, ayrıca davacının bu durumdan bilgisinin olduğunu, şifahi olarak bu duruma muvafakat ettiğini, kuruma isnad edilecek herhangi bir kusurun olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle kayden davacıya ait bulunan taşınmazın davalılar tarafından haklı ve hukuki bir gerekçeye dayanmadan kullanıldığı saptanarak ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.
Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Delil tespiti sonrası dosyaya sunulan 18/12/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda, dava konusu …. ada 374 parsel sayılı taşınmazın toplam alanının 12395 m2 olduğu, 25/04/2012 tarihinde Havaalanı kavşak çalışmalarından dolayı Devlet Demir Yolları güneyinden gelen yolu D-400 (E5) karayoluna bağlamak için açılan yolun …. ada 374 parselin içerisinden geçtiği, krokide A harfi ile belirtilen yerin davaya konu açılan yol olup 2400,00 m2, B harfi ile belirtilen yerin ise yolun taşınmazı ikiye ayırması sonucu yolun batısında kalan kısım olup 850,00 m2 ve C harfi ile belirtilen yerin parselin doğu tarafında kalan kısım olup 9145,00 m2 olduğu bildirilmiş, 24/12/2012 tarihli İnşaat bilirkişi raporunda ise, C ile gösterilen yerin kısmen kum ve çakıl malzeme ihzaratı yapılmış olduğu, kim tarafından bu şekilde kullanıldığının belirtilmediği, ancak halen kiraya verilebilir nitelik ve şekilde olduğu, A’nın yol olduğu, B’nin ise boş olup, yolun temizlenmesi sırasında moloz yığılıp kullanılamaz hale geldiği belirtilmiştir.
Gerçekten de, yolun kullanılan kısmının yanındaki 850 m2 büyüklüğünde olan ve krokisinde B olarak gösterilen kısmın, yolun şekli ve geçtiği güzergah nedeniyle, yüzey şeklinden dolayı kullanılamaz duruma getirildiği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, B harfi ile gösterilen yere ilişkin de haksız kullanım nedeniyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, sadece A harfi ile gösterilen yere ilişkin ecrimisile hükmedilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.