Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/12 E. 2015/1751 K. 09.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12
KARAR NO : 2015/1751
KARAR TARİHİ : 09.02.2015

ESAS NO : 2015/12
KARAR NO : 2015/1751

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/312-2013/246

Taraflar arasında görülen, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………..’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, taşkın binanın komşuluk sınırına çekilmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı şirket, kayden maliki olduğu 30 ada 21 parsel sayılı taşınmaza, komşu 17 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın taşkın olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, taşkın kısmın yıkılması ve yapının 3 metre bahçe mesafesine çekilmesi, ayrıca taşınmazı edindiği tarih olan 31.03.2008 tarihinden itibaren haksız bir şekilde kullanılan alan için 10.000,00 TL ecrimisilin tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, tapulama işlemi sırasında bina yaptıkları alanın tamamı için tapu verilmesi gerekirken eksik ölçüm ile yapıldığını, iddianın haksız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların çekişme konusu taşınmazın 6,18 m2 lik bölümüne haksız olarak elattıkları gerekçesi ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteğinin de kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; komşu 17 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın davacıya ait çekişme konusu 30 ada 21 parsel sayılı taşınmaza 6,18 m2 taşkın olduğu saptanmak suretiyle, mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, bilirkişi raporu uyarınca ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, yıkım isteğinin de kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, arzın mütemmim cüz’ü (bütünleyici parçası) olan muhtesatların, zeminin mülkiyetine tabi olmaları nedeniyle (TMK 684.md.) yıkım istekli davalarda, davanın taşınmazın malikine yöneltilmesi zorunludur.
Eldeki davada, taşkın binanın ana nüvesinin üzerinde bulunduğu 17 parsel sayılı taşınmaz Faruk Sarıtunç adına kayıtlı olup, bu kişi davada yer almamıştır. Mahkemece yıkıma karar verildiğinden kayıt maliki olan Faruk Sarıtunç’un hukukunun olumsuz yönde etkilendiği kuşkusuzdur.
O halde, öncelikle yıkımı istenen binanın üzerinde bulunduğu 17 parsel sayılı taşınmaz malikinin ya da tüm mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, bu usulü eksiklik giderildikten sonra karar verilmesi gerekirken, eksik taraf huzuru ile yıkıma karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, mahkemelerce verilen kararların HMK.nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.
Somut olayda, yapılan uygulama neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarında 17 parsel üzerindeki binanın temelde kendi sınırı içerisinde yapıldığı, binaya giriş katından itibaren çıkma yapıldığı, bu çıkmanın krokide (A) harfi ile gösterilen 6.18 m2 bölüm olduğu ve bu bölümün tıraşlanması suretiyle yıkımın gerçekleştirilebileceği belirtilmiştir.
O halde, mahkemece teknik bilirkişilerin raporlarında belirttikleri gibi, hükümde taşkın kısım ve yıkımın ne şekilde yapılacağını gösterir biçimde karar verilmesi gerekirken, sadece ”müdahalenin kaldırılmasına” şeklinde karar tesisi infaz sırasında tereddüte yol açacağından doğru değildir.
Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.