Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/11996 E. 2015/12510 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11996
KARAR NO : 2015/12510
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : MUSTAFAKEMALPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2013
NUMARASI : 2011/98-2013/643

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi A. Ç.’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava; tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dışı …. Tarım ürünleri Limited Şirketi’nin ortağı olduğunu, alınan kararla davalı A.. Ü..’in tek başına şirketi en geniş manada sevk ve idarede yetkili kılınmasına karar verildiğini, davalı A.’ın şirket adına kayıtlı 33 parsel sayılı taşınmazı 28.700,00 TL bedelle diğer davalı H.. Ş..’e, diğer ortaklardan habersiz bedelinin çok altında satmakla kalmadığını, satış bedelini de şirket hesabına aktarmayarak zimmetine geçirdiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile ortağı bulunduğu şirket adına tesciline karar verilmesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı A., davacının böyle bir dava açmaya hakkı ve yetkisi olmadığını, taşınmazın bedeli alınarak satışının yapıldığını, işleminin …. Tarım Ürünleri Limited şirketi ortağı ve yetkilisi İ.. K.. tarafından gerçekleştirildiğini, davacının her hangi bir alacağı varsa bunu şirketten ve diğer ortaklardan talep etmesi gerektiğini, kaldı ki davacının şirketten ve ortaklardan herhangi bir alacağının olmadığını bildirmiş, davalı H… ise, dava konusu taşınmazı 650.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın dava dışı şirketin malvarlığı içerisinde bulunduğu, şirket ortaklarının şirket faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu yahut müdürlerin yaptıkları işlemler nedeniyle dava açma olanakları bulunmadığı gerekçesiyle, aktif husumet eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı B.. Ç..’ın ortağı olduğu dava dışı …. Tarım Ürünleri Ltd. Şti.’nin 02/12/2008 – 02/12/2011 tarihleri arasında şirket yetkilisi olan davalı A.. Ü.. tarafından, Bursa 10. Noterliği’nin 30/10/2009 tarih ve 40030 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesiyle … Tarım Ürünleri Ltd. Şti.’deki yönetim haklarının en geniş anlamda İ.. K.. isimli kişiye bırakıldığı, davaya konu 33 parsel sayılı taşınmazın 28.700,00 TL bedelle …. Tarım Ürünleri Ltd. Şti. yetkilisi davalı A. Ü.’e vekaleten İ.. K.. tarafından 15/12/2010 tarihinde davalı H.. Ş..’e satış suretiyle temlik edildiği, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın 937.406,00 TL olduğunun keşfen belirlendiği anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanununda şirketin uğradığı zararın şirket tarafından sorumlulardan (kurucular, müdürler, yöneticiler, tasfiye memurları vd.) istenmesi yani taraf ehliyetinin şirkette olması öngörülmüş, şirketin ihmali ya da sorumluların şirkete hakim olmaları nedeniyle dava açmamaları olasılığı düşünülerek zararın tazmini davasını açma hakkı şirket ortaklarına da verilmiş, ve bu husus 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 555/1 maddesinde “şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir” biçiminde düzenlenmiştir. Ancak limited şirket ortakları tazminatın sadece şirkete ödenmesini isteyebilir. Kendilerine ödenmesini isteyemezler.
Bu açıklamalar karşısında, şirket müdürü tarafından yapılan satış işlemi ve sonuçları limited şirket ortaklarını doğrudan ilgilendirdiğine göre, şirket ortağının münferit olarak dava açabileceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, işin esasına girilerek, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.