Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/1180 E. 2015/2846 K. 25.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1180
KARAR NO : 2015/2846
KARAR TARİHİ : 25.02.2015

MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2011/752-2013/723
Taraflar arasında görülen kira alacağının tahsili ve tahliye davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ……………… raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili isteği ile açılmış, mahkemece davalının çekişmeli taşınmazda mülkiyet iddiası bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar, dava tahliye ve kira alacağının tahsili isteği ile açılmış ise de davalı, kiracı olmadığını taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını savunduğuna göre artık taraflar arasında kira ilişkisi olduğunun kabulüne olanak yoktur. Nitekim mahkemenin de kabulü bu yöndedir.
Bu durumda, davanın bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisile ilişkin olduğu kuşkusuzdur.
Hemen belirtilmelidir ki; görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece her aşamada re’sen gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır.
Dava taşınmaz malın aynına ilişkin olup, konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu, 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin buna göre belirleneceği, elatmanın önlenmesi isteği yanında ecrimisil isteği de varsa dava değeri el atılan yerin değeri ile istenen ecrimisil miktarının toplamından (4.3.1953 tarih ve 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı, mahkemenin görevinin tespitinde esas alınacak değerin ise, yapılacak keşif sonucunda belirlenecek değer olacağı kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere; 1086 Sayılı HUMK’nun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olan haller belirtilmiştir. Yasada açıkça belirtilen haller dışında kalan ve mamelek hukukundan kaynaklanan, konusu para veya para ile ölçülebilen çekişmelerde dava konusunun değerine göre mahkemelerin görevinin tayin edileceği (HUMK. 1.md) tartışmasızdır. Dava değerinin ise, keşfen belirlenen dava tarihindeki değer olacağı tartışmasızdır.
./..
Bunun yanında 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasa ile 1086 Sayılı HUMK.un 8.maddesi değiştirilerek Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev sınırı 5000-YTL.ye yükseltilmiş, 1.6.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5236 Sayılı Yasa ile HUMK.nun eklenen ek 4.maddesi göre de her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere parasal sınırların bir önceki yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacağına hükmedilmiş olup, anılan yasal düzenlemeler ve yürürlük tarihleri dikkate alındığında, 1.1.2006 tarihinden itibaren Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırının, 5000.-YTL. olduğu, en son dava tarihi olan 2011 yılı için ise 7.780.-TL olduğu açıktır.
Hal böyle olunca, çekişme konusu taşınmazın değerinin belirlenmesi, davacıya hangi tarih için ne kadar ecrimisil istediğinin açıklattırılması, belirlenecek değere göre görev hususunun düşünülmesi, mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi halinde dava tarihi itibariyle çekişme konusu taşınmazın kayden davacıya ait olduğu ve çapın iptale kadar geçerli olacağı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.