Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2015/10346 E. 2017/3047 K. 31.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10346
KARAR NO : 2017/3047
KARAR TARİHİ : 31.05.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespitine ilişkindir.
Davacılar, dava konusu 13 parça taşınmazın kayıt maliki olan … oğlu … ile … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1480 Esas, 2012/595 Karar sayılı veraset ilamındaki mirasbırakanları … oğlu … ’in aynı kişi olduğunun tespitini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “.. dava konusu taşınmazların geldisi olan 4 ada 13 ve 44 parsel sayılı taşınmazların 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1323 tarihli ve 46 sıra nolu tapu kaydına istinaden … oğlu ölü … adına tescil edildiği ve mirasçılarından yalnızca … ‘ın bilindiğinin ifade edildiği; eldeki dosyada incelenmemekle birlikte … oğlu … ‘e ilişkin … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1480 E. 2012/595 K. sayılı veraset dosyasında bilirkişiye tercüme ettirilen 1323 tarihli ve 46 sıra nolu tapu kaydında, taşınmaz maliklerinin isimleri tek tek sayıldığı halde … oğlu … isimli bir malikin bulunmadığı buna karşın … oğlu … isimli bir malikten bahsedildiği; diğer taraftan nüfus müdürlüğünce yapılan araştırmada, davacılar mirasbırakanı … oğlu … ‘in nüfus kaydına rastlanılmayıp belirtilen hanede … oğlu … ‘ın kaydının bulunduğunun bildirildiği, nufus kayıtlarından … oğlu … ‘ın 1912 yılında vefat ettiği ve … ‘ın bu kişinin eşi … ‘in ikinci eşinden olan çocuğu olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, 1323 tarihli ve 46 sıra nolu tapu kaydı, nüfus kayıtları ve kadastro tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, malikin … oğlu … olmayıp … oğlu … olma ihtimalinin bulunduğu açıktır.Hâl böyle olunca, yukarıda denilen olgular dikkate alınarak 1323 tarihli ve 46 sıra nolu tapu kaydı ve nüfus kayıtlarının irdelenmesi gerekirse tapu kaydı yeniden tercüme ettirilerek bilirkişi incelemesi yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir..” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların kayıt maliki … oğlu … ile davacıların murisi 01.07.1888 doğumlu … oğlu … ‘ın aynı kişiler olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nun (Hukuk Muhakemeleri Kanununun) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olaya gelince davacıların talebi dava konusu 13 parça taşınmazın kayıt maliki ile … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1480 Esas sayılı veraset ilamındaki mirasbırakanları … oğlu … ’in aynı kişi olduğunun tespiti iken; mahkemece yine davacıların mirasbırakanı olan … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1032 Esas sayılı veraset ilamındaki … oğlu … ile dava konusu taşınmazların kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, taleple bağlı kalınarak kayıt maliki … oğlu … ’ in, davacıların murisi … oğlu … ile aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Taraf vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.