YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9584
KARAR NO : 2015/9474
KARAR TARİHİ : 25.06.2015
MAHKEMESİ : ANDIRIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2013
NUMARASI : 2013/27-2013/260
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, kayden maliki olduğu 415 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki davalının haksız biçimde müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, maliki olduğu 419 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı şekliyle kullandığını, davacının taşınmazına müdahalesi olmadığını, çekişmeli yapıların kendi parseli sınırlarında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaza davalının müdahalesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Çekişme konusu 415 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, komşu 419 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tapuda kayıtlı olduğu sabittir.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
./..
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, mahkemece davacı iddiası bakımından yapılan uygulama sonucu elde edilen bilirkişi raporlarında davacının çekişmeye konu ettiği yerin neresi olduğu, davalının hangi taşınmaz alanını kullandığı ve davacı yerine müdahalesi bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmamış, aksine davalının açılmış bir davası olmadığı halde, davacının davalı yerine müdahale ettiği kısımların tespiti yapılarak sonuca gidildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; harita mühendisi sıfatını taşıyan üç kişilik uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılması, davacının çekişmeye konu ettiği yerin neresi olduğu, davalının hangi taşınmaz alanını kullandığı ve davacı taşınmazına müdahalesi bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.