Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/9326 E. 2015/12698 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9326
KARAR NO : 2015/12698
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/23-2013/441

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi H.Fatih Demirer’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve vakfı adına tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 246 ada 1 parsel sayılı taşınmazın toplam 84/192 payı Ömer kızı G., F. ve Ü. adlarına kayıtlı iken, davalı Hazine tarafından Türk Medeni Kanunun 588. maddesine dayalı olarak açılan dava sonucunda adı geçenlerin gaipliğine ve paylarının Hazine adına tesciline karar verildiği, davacı Vakıflar idaresinin taşınmazın S. M.Hani S. Vakfından icareli olduğunu ileri sürerek taşınmazın vakfı adına tescili istemiyle eldeki davayı açtığı, anılan payların Hazine adına tesciline ilişkin İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/366 Esas, 2011/206 sayılı kararının 28.06.2012 tarihinde kesinleşmesine karşın tapuya tescil edilmediği ve halen payların mutasarrıflar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 27.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Yasanın 17.maddesi ile “ Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ve mübadil olmaları gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” düzenlemesine yer verilmek suretiyle taşınmazların Hazineye intikal yolunu kapatmış bulunmaktadır. Gerek yürüklükten kalkmış olan 2762 sayılı Yasanın 2888 sayılı Yasa ile değişik 29. maddesi ve gerekse 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü gözetildiğinde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; çekişmeye konu edilen payların halen mutasarrıflar adına tapuda kayıtlı olduğu ve Hazine adına tescile ilişkin ilamın tapuya tescil edilmediği anlaşılmaktadır. Eldeki davanın Hazine’ye husumet yöneltilmek suretiyle açıldığı gözetilerek sonuca gidilmelidir.

Hâl böyle olunca; öncelikle taraflara çekişmeye konu edilen payların Hazine adına tesciline ilişkin İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/366 Esas, 2011/206 sayılı kararı uyarınca tapuda tescil işlemini gerçekleştirmek üzere yetki ve süre verilmesi, Hazine adına kayıt oluştuktan sonra eldeki davadaki talep gözetilerek sonuca gidilmelidir.
Davalı Hazine’nin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.