Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/8710 E. 2015/8221 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8710
KARAR NO : 2015/8221
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2013/191-2014/48

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacı ,babası olan mirasbırakan M..G..’ın kayden maliki olduğu 2840 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 200 m²’lik kısmına komşu 2839 ve 2842 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının duvar, ahır ve kuyu yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.
Davalı,davacının daha önce aynı hukuksal nedene dayalı olarak aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi davasının feragat nedeni ile reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini,2840 parselin tapudaki kayıt malikinin davacının murisi değil 3. kişi M..G.. olduğunu, taşınmazın kadimden beri aynı şekilde kullanıldığını,şayet tecavüz kabul edildiği taktirde bedeli karşılığı dava konusu edilen yerin kendisine bırakılması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,2839 parsel yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine; 2842 parsel yönünden malikin davalı değil 3. kişi olduğu gerekçesi ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2840 parsel sayılı taşınmazın M..G.., 2839 parsel sayılı taşınmazın davalı ve 2842 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı 3. kişi (davalının eşi Döndü) adına kayıtlı olduğu, davacının daha önce aynı hukuksal nedene dayalı olarak davalı aleyhine 2839 parsel hakkında Şarkikaraağaç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/63 Esasına kayıtlı açtığı elatmanın önlenmesi davasının Mahkemenin 04.07.2012 tarih 2012/214 K. sayılı ilamı ile davacının feragatı nedeni ile reddedildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 11.09.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki, el atma olgusu haksız eylem niteliğinde olduğundan, devam ettiği müddetçe her zaman dava konusu yapılabilir. Bu konuda kurulan ve kesinleşen hüküm, ancak hüküm anındaki durumu tespit eder. Hükümden sonraki döneme etkili değildir. Bu nedenle, yeni meydana gelen vakıalara dayanılarak açılan ikinci dava, birinci davadaki kesin hükme aykırı düşmez.
Değinilen ilkeler karşısında, somut olayda 2839 parsel yönünden kesin hükmün varlığından söz etme olanağı yoktur.
Öte yandan;dava dilekçesinde ,haksız fiil niteliğindeki eylemlerin davalı tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir.Elatmanın önlenmesi davalarının haksız eylemi yapan kişiler aleyhine yönetilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Kaldı ki,davalı Mehmet’in karısı olduğu çekişmesiz bulunan ve kayden Döndü’ye ait 2842 parsel sayılı taşınmazı davalı Mehmet’in kullanmadığını söyleyebilmek mümkün değildir. Başka bir anlatımla, adı geçen davalının kayıtla ilgisi olmasa da davacı taşınmazına fiilen elatan kişi konumunda bulunabileceği de tartışmasızdır.
Diğer taraftan;tapu kayıt maliki M..G.. ile davacının murisi M..G..’ın aynı kişi olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca;öncelikle davacıya tapu kaydının düzeltilmesine imkân verilmesi, ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması,işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.