Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/8265 E. 2015/8200 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8265
KARAR NO : 2015/8200
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : EĞİRDİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/75-2013/348

Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne; birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Asıl ve birleştirilen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacı Mehmet, asıl davada, kayden maliki olduğu 2097 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 1000 m² lik kısmına haksız olarak ağaç dikmek; birleştirilen davada ise, 2174 parsel sayılı taşınmazın 200 m² lik kısmına yonca ve sebze ekip dikmek suretiyle davalının müdahale ettiğini ileri sürerek, asıl davada el atmanın önlenmesi ve yıkım; birleştirilen davada ise el atmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, herkesin sınır bildiği yere kavak ve elma ağaçları diktiğini, taşınmazların en az 70 yıldır şimdiki haliyle kullanıldığını, yıllardan beri kendisininde bu şekilde kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davada , davacının maliki olduğu 2097 parsel sayılı taşınmazın 1048 m2 lik kısmına, davalının, ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiği; birleşen davaya konu 2174 parsel taşınmazın boş olduğu, bu parsele yönelik davalının kullanımının bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile el atmanın önlenmesi ve ağaçların kaldırılması isteğinin kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, birleşen davaya konu 2174 parsel sayılı taşınmaza davalının müdahalesinin bulunmadığı gözetilerek birleşen davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Davacının, asıl davaya yönelik temyiz itirazına gelince, mahkemece yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen fen bilirkişi raporunda, davacının maliki olduğu, dava konusu 2097 parsel sayılı taşınmazın 1048 m2 lik kısmına davalının, ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiği saptanmış ise de, Fen bilirkişi tarafından, mahkeme heyeti olmadan yapılan tespit sonucu 2097 parsel sayılı taşınmaza ayrıca 286 m² lik tecavüzlü alan bulunduğunu içeren ek rapor düzenlenerek mahkemeye sunulduğu, bu raporun hüküm kurmada gözönünde bulundurulmadığı görülmektedir.
Bu durumda, keşifte yapılan uygulamanın ve düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını, varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Hal böyle olunca, asıl dava yönünden mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda yeniden keşif yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.