Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/8060 E. 2015/8321 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8060
KARAR NO : 2015/8321
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ : KAYSERİ 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/120-2013/232

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, kadastro sırasında tespit dışı bırakılan dava konusu taşınmazın mirasbırakanları H..K.. tarafından açılan tescil davası neticesinde murisleri adına tescil edildiğini, imar uygulaması sonucu da en son olarak 8457 parsel ile 434 ada 9 parsel numarasını aldığını, ancak akrabaları olan dava dışı Ş.. K..’ün mahkeme kararı ile anne adını ”Hanife” olarak değiştirip bu doğrultuda aldığı veraset ilamını kullanarak taşınmazları yolsuz olarak adına intikal ettirdikten sonra 9 nolu parseli birlikte hareket ettiği dava dışı H.. G..’ye, 8457 nolu parseli ise davalı Nurettin’e satış suretiyle devrettiğini, Hasan’ın da 9 nolu parseli daha sonra davalı D.. Ç..’e aktardığını, davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek, tapu iptal ve H..K..mirasçıları adına miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iyiniyetli alıcı olduklarını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine dair verilen karar, en son olarak Dairece; ”…Davanın, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, dosya kapsamı ile, Mehmet kızı H..K.. isimli iki kişinin mevcut olup, bunlardan birisinin davacıların murisi, diğerinin de Ş.. K..’ün mirasbırakanı olduğunun tartışmasız olduğu, ne var ki, mahkemece, çekişmeli yerlerin hangi tarafın mirasbırakanı H..K..e ait olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmadığı, hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazların mahallinde yapılacak uygulama sonucu davacılar murisine ait olduğunun belirlenmesi halinde Ş.. K.. adına yapılan tescilin yolsuz olacağının kuşkusuz olduğu, hal böyle olunca açıklanan ilkeler doğrultusunda, mahallinde keşif yapılarak taşınmazın hangi tarafın murisine ait olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacıların gösterdikleri tanıkların dinlenmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde, noksan soruşturma ile yetinilerek hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalıların kötüniyetli olduklarının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; bozmaya uyulmuş olmakla bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunlu olup, bu durum usuli kazanılmış hakkın bir gereğidir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazların davacıların mirasbırakanı ”H..K..’e” ait olduğunun belirlendiği açıktır.
Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, son kayıt maliki olan davalılar N.. K.. ile D.. Ç..’in iyiniyetli olup olmadıkları konusunda bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; dava konusu taşınmazları kimin hangi tarihten beri ne şekilde kullandıkları, kayıt maliki davalıların satın aldıktan sonra taşınmazlara vaziyet edip etmedikleri, davalıların alım güçlerinin bulunup bulunmadığı hususları araştırılmış değildir.
Hal böyle olunca, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazları kimin hangi tarihten beri ne şekilde kullandıkları, temlik tarihinde davalıların alım güçlerinin olup olmadığı, davalıların edinimlerinden sonra taşınmazlarda tasarruflarının bulunup bulunmadığı, tasarruf etmiş iseler hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettikleri konusunda mahalli bilirkişilerin ve tanıkların etraflıca beyanlarının alınması, yine davalıların alım güçleri konusunda zabıta araştırması yapılması, öte yandan davalıların taşınmazları satın aldıkları dava dışı Ş.. K.. ile H.. G.. ile ilgili Kayseri 2. Ağir Ceza Mahkemesi’nin 2012/50 Esas, 2012/235 Karar sayılı kararının kesinleşmesi beklenerek anılan dosyanında evrak arasına alınması, toplanacak delillerin, toplanan deliller ve Kayseri 2. Ağir Ceza Mahkemesi’nin 2012/50 Esas, 2012/235 Karar sayılı dosyasında toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.