Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/798 E. 2014/10486 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/798
KARAR NO : 2014/10486
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı Torbalı 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 12.02.213 günlü, 2012/ 327 Esas, 2013/67 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan, Dairenin 03.10.2013 tarihli, 2013/ 13729 Esas, 2013/13896 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, onanmış; onama ilamına karşı davacı vekili kararı düzeltme isteğinde bulunmuştur,
Davacı, kayden maliki olduğu 63 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümün mülkiyet hakkını uhdesinde bırakıp davalı oğlu lehine intifa hakkı tesis etmek isterken hata sonucu tam tersinin tescile dayanak 28.03.2005 tarihli resmi akde aktarıldığını, böylece; çekişmeli taşınmazda lehine intifa hakkı tesis edilip, davalı oğluna taşınmazın devredildiğini, bu durumu davalının eşi tarafından açılan boşanma davasındaki tebliğat sebebiyle öğrendiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davayı kabul etmiştir.
Bilindiği üzere; kabul, kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. (HMK.nun md.311/1) Hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında yapılabilir.
O halde, yargılama sırasında davalı davayı kabul ettiğine göre, davalının kabulü nedeniyle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Hemen belirtilmelidir ki, davalı ile dava dışı …’ın evli oldukları, ancak aralarında devam eden boşanma ve mal paylaşımı davaları bulunduğu, …’ın katkı payı alacağı nedeniyle açtığı davanın derdest olduğu sabit ise de, asli müdahale talebinde bulunmayan, davada üçüncü kişi durumunda olan …….,ın verdiği dilekçenin eldeki davada değerlendirilmesine olanak yoktur.
Hal böyle olunca, davalının kabulü nedeniyle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın konusunu oluşturan taşınmazın, evlilik birlikteliği içinde satın alınmış olduğu, mal paylaşımı davasının da konusunu oluşturduğu, bu haliyle talebin, mal paylaşımından kaynaklanan alacağı muvazaalı olarak azaltmaya yönelik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Anılan bu husus, davacı vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 03.10.2013 tarihli, 2013/ 13729 Esas, 2013/13896 Karar sayılı bozma ilamında belirtilen bozma sebeplerinin ortadan kaldırılmasına, yukarıda değinilen hususlar gözetilerek bir hüküm kurulması için yerel Mahkemenin 12.02.213 günlü, 2012/ 327 Esas, 2013/67 Karar sayılı kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.