Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/6912 E. 2015/8243 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6912
KARAR NO : 2015/8243
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2014
NUMARASI : 2012/197-2014/1

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davalı Nuri açısından elatmanın önlenmesi isteği bakımından konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin atiye bırakıldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı Serdar’ın dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no’lu daireye elatmasının önlenmesine, davacının ecrimisil talebinin davalı Serdar yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı,…. ada 10 parsel sayılı taşınmaz ve üzerindeki binanın maliki olduğunu, söz konusu binadaki mevcut dükkanın her iki davalı tarafından bölünmek suretiyle ayrı ayrı kullanıldığını, ayrıca binadaki 1 no’lu dairenin davalı Nuri, 2 no’lu dairenin davalı Serdar tarafından kullanıldığını, 04.03.2011 tarihinde davalılara ihtarname keşide ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılama sırasında davalı Nuri’nin taşınmazı boşalttığını bildirip Nuri hakkındaki davaları atiye terk etmiştir.
Davalı Nuri, davacı ağabeyi ile aralarında hiç bir ihtilaf olmadığını, davalı Serdar, 2 no’lu dairede davacı amcasının rızası ile annesi ve kardeşleriyle birlikte oturduğunu, oturdukları daireyi kendilerinin yaptırdıklarını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Nuri açısından elatmanın önlenmesi isteği bakımından konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin atiye bırakıldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı Serdar’ın dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no’lu daireye elatmasının önlenmesine, davacının ecrimisil talebinin davalı Serdar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; …… ada 10 parsel sayılı 150 m2’lik tarla vasıflı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde iki dükkan ve iki daireden oluşan bir binanın yer aldığı yapılan uygulamada dükkanların ve daha önceden Nuri tarafından kullanılan 1 no’lu dairenin boş olduğu, 2 no’lu dairede Serdar’ın oturduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; ecrimisil, malikin kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir. Öte yandan, ariyet akdi yazılı olabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Bunun yanı sıra muayyen bir müddet için öngörülebileceği gibi Borçlar Kanunu’nun 303.maddesi uyarınca gayrimuayyen bir süre için de yapılması olanaklıdır. Ariyet verenin, ariyet şeyi ne müddetini ne de niçin kullanılacağını tayin etmeyerek vermesi halinde, dilediği vakit geri alabileceği aynı Kanunu’nun 304. maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda, taşınmaz uzun yıllardır davacının muvafakatine dayalı olarak davalılar tarafından kullanılmakla taraflar arasında sözlü ariyet akti oluşmuş, ihtarla birlikte akit sona erdirilmiştir. Bu durumda, muvafakate dayalı olarak kullanılan dönemde davalı tarafı kötü niyetli olarak kabul etmenin olanağı yoktur.

Bu belirlemeler karşısında, kayden davacıya ait taşınmazı davalı tarafın muvafakata dayalı olarak kullandığı, 04.03.2011 tarihli ihtarname ile muvafakatın geri alındığı sabittir. Öte yandan davalı Nuri yargılama aşamasında taşınmazı boşaltmıştır. Her ne kadar davalılar muvafakatla oturduklarından ihtarnamenin tebliğ edildiği 04.03.2011 tarihine kadar davalı Serdar kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu tutulmaması gerekiyor ise de davalı Serdar, aleyhine hükmedilen ecrimisil bakımından kararı temyiz etmediğine göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak, davalı Nuri yargılama aşamasında taşınmazı boşalttığından ve muvafakatla oturduğu için ihtarname tarihinden itibaren ecrimisille sorumlu tutulacağından Nuri aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi, ayrıca kabule göre de, Serdar yönünden yargılama sırasında harç tamamlandığına göre harç ve vekalet ücretinin buna göre hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.