Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/6554 E. 2015/8242 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6554
KARAR NO : 2015/8242
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2010/147-2013/449

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Asıl ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar, mirasbırakanları H..A..’nın ilk eşinden olma çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazları davalılara temlik ettiğini ileri sürerek eldeki davaları açmışlardır.
Asıl davanın davalıları, Fikriye ve Ramis, dava konusu taşınmazların ediniminde mirasbırakanın katılımı ve hakkı bulunmadığını, taşınmazların Fikriye’nin ilk eşinden kalan maaş ve Fikriye’nin çalışması ile elde ettiği gelirle alındığını davanın reddi gerektiğini savunmuşlar, birleşen davanın davalısı Erdoğan, 7523 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının mirasbırakan tarafından satış gösterilerek, fakat bedelsiz olarak eşi Selime’ye verildiğini, kendilerine ait olmadığından taşınmazı istemediklerini bildirmiş, diğer davalılar Banu ve Erkan, yanıt vermemişlerdir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanı H..A..’nın 02.11.2009 tarihinde evli olarak öldüğü, geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma çocukları davacılar Fatma, Ahmet ve Mehmet ile ikinci eşi davalı Fikriye, Fikriye’den olma oğlu davalı Ramis ve yine Fikriye’den olma kızı dava dışı Mellat’ı bıraktığı, çekişme konusu 7523 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 7.6.1991 tarihli akitle dava dışı 3. Kişiden yarı yarıya mirasbırakan Harun ve eşi Fikriye tarafından satın alma yoluyla edinildiği, mirasbırakanın bu taşınmazdaki 1/2 payını 21.8.2001 tarihinde Fikriye’nin önceki eşinden olma kızı S..H..’a satış suretiyle temlik ettiği, Selime’nin 2005 yılında ölümü ile birleşen dosyanın davalıları olan Erdoğan, Banu ve Erkan’ı mirasçı olarak bıraktığı, dava konusu diğer 7494 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın da yine dava dışı 3. Kişiden davalı Ramis tarafından 22.9.1983 tarihli akitle satın alma yoluyla edinildiği, akit tarihinde yaşı küçük olan Ramis adına alım işlemini annesi Fikriye ve babası Harun’un gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, kaynağını Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinden alan, muris muvazaası iddiasına dayalı çekişmelerin, l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulacağı açıktır.
Anılan İçtihadı Birleştirme Kararına göre, mirasbırakanın sicil kaydı üzerinde bulunan tapulu taşınmazını temlik etmesi durumunda, koşulların varlığının ispat edilmesi halinde uygulanabilirliği gerek Yargısal uygulamalarda, gerekse öğretide duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kabul edilmiştir.
Oysa, somut olayda olduğu gibi, mirasbırakanın bedelini kayıt malikine ödemek suretiyle sicil kaydının bir başkası adına tescilini sağlaması işlemi elden bağış ( gizli bağış ) niteliğindedir.
Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalıların savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Bu tür bir olguda, 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı; koşulların varlığı halinde, anılan bu işleme karşı, 4721 sayılı TMK’nun 560 ila 571. maddeleri arasında düzenlenen tenkis hükümlerinin uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, davalılar Fikriye ve Ramis bakımından olayda 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı ve davada tenkis isteği olmadığı da gözetilerek çekişmeli 7494 parselin tamamı ve davalı Fikriye adına olan 7523 parselin 1/2 payı bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.
Öte yandan; davadaki istek miras payı oranında iptal tescil olmasına rağmen, HUMK.nın 74. maddesine (6100 Sayılı HMK’nın 26. maddesi) aykırı olarak talep aşılmak suretiyle dava dışı mirasçıyı da kapsayacak ve terekeye iadenin sonuçlarını doğuracak şekilde, kararı temyiz eden davalılar adına kayıtlı 7494 parsel ve 7523 parselin 1/2 payı yönünden H..A..mirasçıları adına iptal ve tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davalılar Fikriye ve Ramis vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK.’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.