Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/5836 E. 2015/8180 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5836
KARAR NO : 2015/8180
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/490-2013/567

Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı B.. B.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, davalı B.. B..nın ecrimisilden sorumlu olduğunun ve istenebilecek ecrimisil miktarının tesbiti isteğine ilişkindir.
Davacılar, kayden paydaş oldukları …… ada 1 parsel sayılı taşınmaza Bornova Belediyesi tarafından yol olarak kamulaştırmasız elatıldığı gerekçesi ile 19.12.2006 tarihinde 2008/470 E (Bozma öncesi 2006/501 E) sayılı tazminat davası açtıklarını, yargılama sonucunda taşınmazın ifraz edilerek …..ada 32 parselin Belediye adına tesciline, kalan kısmın ise yol olarak terkinine karar verildiğini, İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/487 E sayılı dosyasında Bornova Belediyesi aleyhine ecrimisil davası açıldığını ve mahkemece dava konusu yerin 5747 sayılı yasa kapsamında kurulan Bayraklı Belediyesi sınırlarında kaldığından bahisle husumetten ret kararı verildiğini ileri sürerek eldeki davada davalı Bayraklı Belediyesinin ecrimisilden sorumlu olduğunun ve talep edilebilecek ecrimisil miktarının tespitini istemişlerdir.
Davalı Bayraklı Belediyesi, Bornova Belediyesinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İhbar Olunan Bornova Belediyesi, haklarında kesinleşen husumetten ret kararı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların dava konusu ….. ada 1 parsel sayılı taşınmazda mülkiyet haklarının 19.12.2006 tarihinde son bulduğu gerekçesi ile davacıların 18.12.2001 – 19.12.2006 tarihleri arasındaki dönem için davalı B.. B..ndan 7.130,16 TL ecrimisil talep edebileceklerinin tespitine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK’nun 106. maddesinde “ Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacılar doğrudan eda davası açtığında da davanın dinleneceği kuşkusuzdur. Eda davası açılması yerine eldeki davanın açılmasında güncel ve hukuki yarar bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tespit hükmü tesisi doğru değildir.
Davalı B.. B..nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.