Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/5764 E. 2015/5639 K. 16.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5764
KARAR NO : 2015/5639
KARAR TARİHİ : 16.04.2015

MAHKEMES İ: ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2013/153-2013/637

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı- karşı davalı, fırın olarak işletilen paydaşı olduğu kat mülkiyeti kurulu 9 nolu depolu dükkanı davalı şirketin paydaş olan diğer davalıdan kiralamak suretiyle kullandığını, ancak pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan düzenlenen kira sözleşmesinin geçerli olmadığını, davalı paydaş Fahrettin’in aynı zamanda davalı şirketin müdürü olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 16.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek şimdilik 5.000.-TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ecrimisil miktarını ıslahla 26.361,10.-TL’ye yükseltmiş, karşı davanın da reddini savunmuştur.
Davalılar vekili, dava konusu yerde daha önceden kiracı olarak bulunan ve fırın olarak işleten …….. Limited Şirketinin aciz hale düşmesi üzerine işyeri açma ve çalıştırma ruhsatını davalı firmaya devrettiğini, daha sonrada kira sözleşmesi yapıldığını, Mart ve Nisan ayına ait kira bedellerinin davacı hesabına yatırıldığını, davacının onayı ile kiralamanın yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı dava ile de; çekişme konusu yerin öteden beri fırın olarak tasarruf edilmesi sebebi ile Türk Medeni Kanunu’nun 689/1. 691/3. ve 693. maddeleri hükmü gereğince dava konusu taşınmazın yararlanma ve kullanım şeklinin belirlenmesi ile aynı şekilde işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının çekişme konusu taşınmazın kiraya verilmesine rızasının bulunmadığı, bu nedenle davalı firmanın kullanımının haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Türk Medeni Kanunu’nun 691. ve 693. maddeleri hükmü gereğince hakimin müdahalesini gerektirecek bir hususun olmadığı, halihazırda davalıların haksız işgalci konumunda bulundukları gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar-karşı davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …….. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava, taşınmazın kullanma biçiminin belirlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, fırın olarak işletilen paydaşı olduğu kat mülkiyeti kurulu 9 nolu depolu dükkanı davalı şirketin paydaş olan diğer davalıdan kiralamak suretiyle kullandığını, ancak pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan düzenlenen kira sözleşmesinin geçerli olmadığını, davalı paydaş Fahrettin’in aynı zamanda davalı şirketin müdürü olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 16.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek şimdilik 5.000.-TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ecrimisil miktarını ıslahla 26.361,10.-TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu yerde daha önceden kiracı olan ve fırın olarak işleten ……. Limited Şirketinin aciz hale düşmesi üzerine işyeri açma ve çalıştırma ruhsatını davalı firmaya devrettiğini, daha sonrada kira sözleşmesi yapıldığını, Mart ve Nisan ayına ait kira bedellerinin davacı hesabına yatırıldığını, davacının onayı ile kiralamanın yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davası ile de; çekişme konusu yerin öteden beri fırın olarak tasarruf edilmesi sebebi ile Türk Medeni Kanunu’nun 689/1. 691/3. ve 693. maddeleri hükmü gereğince dava konusu taşınmazın yararlanma ve kullanım şeklinin belirlenmesi ile aynı şekilde işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının çekişme konusu taşınmazın kiraya verilmesine rızasının bulunmadığı, bu nedenle davalı firmanın kullanımının haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Türk Medeni Kanunu’nun 691. ve 693. maddeleri hükmü gereğince hakimin müdahalesini gerektirecek bir hususun olmadığı, halihazırda davalıların haksız işgalci konumunda bulundukları gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 6043 ada 15 parseldeki davaya konu 9 nolu depolu dükkanın 2/3 payının 11.02.2009 tarihinde satış ve birleşmeye istinaden davacı adına, 1/3 payının ise 03.10.2011 tarihinde satışa istinaden davalı adına kayıtlı olduğu, davalı şirketin mülkiyetten kaynaklanan hakkının bulunmadığı, davalı Fahrettin’in, davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davalılar arasında düzenlenen 16.03.2012 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesinin, 06.05.1955 tarihli, 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile Türk Medeni Kanununun 691. maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan düzenlenmiş olması sebebi ile davacıyı bağlamayacağı, öte yandan, davacının imzasının yeraldığı dava dışı …….. Unlu Mamülleri Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında düzenlenen 01.03.2010 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesinin özel şartlar kısmının 2. maddesinde devir yasağı olduğu belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesi ile ecrimisil isteğinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan; davalı şirketin dava konusu taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmaması sebebi ile onun yönünden taşınmazın tamamına elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması, hükmü davacının temyiz etmemesi sebebi ile bozma sebebi yapılmamıştır.
Ne var ki; yargılama sırasında taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden harç ikmali yapıldığı ve davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verildiği gözetilerek, kabul edilen ecrimisil miktarı ile davacının payının değerinin toplamı üzerinden karar ilam harcı ile davacı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın tamamının değeri hesaplamaya dahil edilerek fazla harca ve davacı taraf yararına fazla vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir.
Ancak, anılan bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün; 3. maddesindeki; ”Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 39.371,22 TL nisbi ilam harcından tamamlama ile birlikte peşin yatırılan toplam 9.843,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 29.527,47 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir yazılmasına” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ” ”Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 26.847,72.TL nisbi karar ilam harcından, dava açılırken yatırılan 597,75.-TL harç ile tamamlama yolu ile yatırılan 9.246,00.-TL harç olmak üzere toplam 9.843,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.003,97.-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılmasına,
– 5. maddesindeki; ”Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti ve keşif giderinden ibaret toplam 620,00 TL Yargılama gideri ile davacı vekilinin çalışması karşılığı tarifeye göre takdir olunan 36.054,44 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine; ” Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti ve keşif giderinden ibaret toplam 620,00 TL yargılama gideri ile davacı vekilinin çalışması karşılığı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12. maddesi gözetilerek takdir olunan 28.721,11.-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ” cümlesinin yazılmasına, davalılar-karşı davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.