Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/5548 E. 2015/8357 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5548
KARAR NO : 2015/8357
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/467-2013/654

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın (tenkis isteğinin), kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ıslahla bir kısım taşınmazlar yönünden tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları A..Y..ın maliki olduğu … ada 40 ile 42 parsel sayılı taşınmazları davalıya temlik ettiğini, bedelini ödeyip üçüncü kişiden satın aldığı ….ada 3 ile ….. ada 16 parsel sayılı taşınmazları da ikinci eşi olan davalı adına tescil ettirdiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve miras payları oranında adlarına tescilini istemişler; yargılama sırasında verdikleri 23.07.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile çekişme konusu 40 ile 42 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ihlal edilen saklı payları oranında tenkise karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, ıslah talebine karşı çıkmıştır.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “ … 40 ve 42 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden mirasbırakanın bağışından söz edilerek davalı adına kadastroca tespit edilmiş olup, yargısal uygulamalarda kararlılıkla ifade edildiği üzere tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin devrinden ibaret olan geçerlilik unsuru taşıyan hak ya da haklar yönünden de 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Ne var ki, davacı taraf başlangıçta davalarını muris muvazaası hukuksal nedeniyle açmışlarsa da, vekilleri aracılığı ile verdikleri ve 23.07.2009 havale tarihli dilekçeleriyle davalarını ıslahla tenkise tebdil ettiklerini bildirmişlerdir. Oysa mahkemece, bu konuda bir değerlendirme yapılmadan neticeye gidilmiştir. Hal böyle olunca; davacıların muris muvazaasına ilişkin iptal-tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerektiğine göre, ıslahla ilgili talep üzerinde durulup değerlendirme yapılarak neticesine göre bir karar verilmesi bakımından karar bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, 3 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar bakımından karar verilmesine yer olmadığına, 40 ve 42 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak mahkemece tenkis hesaplama yöntemi yönünden aynı isabetin sağlandığı söylenemez.
Bilindiği üzere, 4721 s. Türk Medeni Kanununun 506. maddesinde; saklı payın altsoy için yasal miras payının yarısı, sağ kalan eş için, yasal miras payının dörtte üçü olacağı düzenlenmiştir. Terekenin aktifi, mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardan oluşur. Terekenin pasifi ise, mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık, 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderlerden oluşur. Aktiften belirtilen borçlar indirilerek net tereke tespit edilmeli ve saklı pay miktarı bu değer üzerinden belirlenmelidir.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece 1978 yılından itibaren murisin çalıştığı kurumdan aldığı bütün maaşlar toplanmak ve güncellenmek suretiyle belirlenen meblağ tenkis hesabına dahil edilmiş ise de, bu hesaplama yönteminin doğru olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Tenkis hesabında murisin ölüm tarihindeki aktif ve pasif malvarlığı dikkate alınmalıdır.
Hal böyle olunca, usûl ve yasaya uygun şekilde düzenlenen 26.4.2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, muris hayatta iken çalışmaları sonucu elde ettiği bütün kazancının tenkis hesabına dahil edilmesi suretiyle temin edilen ek rapor uyarınca karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.