Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/4331 E. 2015/5142 K. 09.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4331
KARAR NO : 2015/5142
KARAR TARİHİ : 09.04.2015

MAHKEMESİ : ANKARA BATI 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2013/185-2013/253

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, dava dışı kişilerle paydaş oldukları 1437 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak düzenlenen 08.07.2010 tarihli protokolle taşınmazın paydaşlar arasında kulanım biçimi belirlendiği halde, paydaş N.. G..’in eşi olan davalının bu durumu dikkate almayarak kendilerine isabet eden bölümlere tecavüz ettiğini, bu nedenle paylarını kiraya verdikleri ……. taşınmazdan faydalanamaması sebebi ile kira geliri elde edemediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve şimdilik 1.000.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, eşi olan paydaş Nurten ile yine paydaşlardan Mihriye’nin payını kullandığı, davanın anılan paydaşlara yöneltilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği protokolün hiç uygulanmadığını, davacıların paylarını kullanmalarına engel olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece; ”… Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan hususun gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığı ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak çekişme konusu taşınmazların imar uygulamasına tabi tutulması ve taraflar arasında müşterek mülkiyetin sona erdiği gerekçesi ile konusuz kalan elatmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yerolmadığına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ……… raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamına uyulduktan sonra çekişme konusu taşınmazların imar uygulamasına tabi tutulması ve taraflar arasında müşterek mülkiyetin sona erdiği gerekçesi ile konusuz kalan elatmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yerolmadığına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; tüm paydaşlar arasında fiilen taksim edilen çekişmeye konu taşınmazda paydaşlardan N.. G..’in eşi olan ve ona teban taşınmazı kullanan davalının, taksim neticesinde davacılara isabet eden bölümlere müdahale ettiği, ancak yargılama sırasında gerçekleştirilen imar uygulaması neticesinde taraflar arasındaki paydaşlık ilişkisinin sona erdiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle işin esası hakkında yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
Dava dilekçesinde dava değeri 1.000.-TL gösterilerek bu değer üzerinden harç yatırıldığı, bozmadan önce verilen ilk kararda keşfen belirlenen değerden harç ikmali yapılmadığı halde, davacı taraf yararına hatalı olarak harçlandırılmamış değer üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedildiği, verilen kararı yalnızca davalı tarafın temyiz ettiği, Dairece; ”Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan hususun gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığı” belirtilmek suretiyle hükmün bozulmasına ve bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yerolmadığına karar verildiği, bunun üzerine bozma ilamından sonra davacı tarafça elatmanın önlenmesi isteği bakımından harç ikmali yapıldığı görülmektedir.
Verilen ilk kararı sadece davacı tarafın temyiz ettiği ve bozma ilamının içeriği gözetildiğinde; ilk kararla birlikte davacı yararına hatalı olarak takdir edilen vekalet ücretinin davacı yararına kazanılmış hak oluşturmayacağı, bozma ilamından sonra bu konuda harç ikmali yapılmasının da davacı taraf yararına hukuki bir durum yaratmayacağı açıktır.
Hâl böyle olunca, dava dilekçesinde gösterilen ve bozma ilamından önce harçlandırılan 1.000.-TL değerin ecrimisil talebine ilişkin olduğu ve ecrimisil talebinin de 425,63.-TL’lik bölümünün kabul edildiği gözetilerek bu miktar üzerinden davacı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının 6. maddesinde yer alan; ” Davacı taraf kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden, konusuz kalan hisseye vaki müdahalenin önlenmesi davasına dayanak dava değeri ile esas hakkında karar verilen ecri misil tazminatının kabul edilen kısmına göre ve ilk kararı davacı taraf temyiz etmediğinden, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözönüne alınarak bu çerçevede,vekalet ücret tarifelerine göre hesaplanan 4.370,67 TL nispi vekalet ücretinin (37.460,68 TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanmıştır) davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine; ” Yargılama sırasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12/2. maddesi gereğince hesaplanan 440,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin eklenmesine, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.