Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/374 E. 2015/9306 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/374
KARAR NO : 2015/9306
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ : ÖDEMİŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2013
NUMARASI : 2012/531-2013/494

Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, elatmanın önlenmesi istekli karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı (karşı davacılar) vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.06.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat M.Ç ile temyiz edilenler vekili Avukat ş.İ geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar; mirasbırakanları Yaşar’ın, 4151 parsel sayılı Avlulu Kerpiç ev vasıflı taşınmazını, kızı olan davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı (Karşı Davacı); bakım borcunu yerine getirdiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığını belirterek asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise, davacılardan Ümmü’nün çekişme konusu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir.
Mahkemece; çekişme konusu taşınmazın davalı-karşı davacı Suzan’a temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, elatmanın önlenmesi istekli karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların mirasbırakanı Yaşar’ın 17.05.2012 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak ikinci eşi davacı-(karşı davalı) Ümmü, ilk eşinden olma çocukları davacı Raşit ve davalı-karşı davacı Suzan’ın kaldıkları mirasbırakan Yaşar’ın, avlulu kerpiç ev vasıflı 4151 parsel sayılı taşınmazını 02.06.2009 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile davalı-karşı davacı kızı Suzan’a temlik ettiği, yargılama sırasında 06.08.2013 tarihinde davalı-karşı davacı Suzan’ın ölümü ile mirasçılarının davada yer aldığı anlaşılmaktadır.
./..

Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince, ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı akitlerden olup, bakım borçlusu Suzan Gürel tarafından sağlığında muris Yaşar’a husumet yöneltilmek suretiyle açılan Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/44 Esas, 2011/140 Karar sayılı davada; ölünceye kadar bakma aktinden doğan edimlerin yerine getirilmesinin muris tarafından engellendiği ileri sürülerek kaydı hayat ile irat tahsisine karar verilmesinin istendiği, yapılan yargılama sonunda bakım koşulunun yerine getirilmemesinin davalıdan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile irat tahsisine karar verildiği, öte yandan ölünceye kadar bakma akitlerinde mirasçıların bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasını ileri süremeyecekleri, bu hakkın bakım alacaklısına ait olduğu mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirildiği iddiasının usulünce kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; tapu iptal tescil istekli asıl davanın reddine, çekişme konusu taşınmazın davalı-karşı davacı adına kayıtlı olduğu gözetilerek elatmanın önlenmesi istekli karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı (karşı davacılar) vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.