Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/3562 E. 2015/5350 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3562
KARAR NO : 2015/5350
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2013/574-2013/686

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar Mustafa ve İbrahim vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu .. ada .. parsel sayılı taşınmaza davalılar tarafından yapılaşmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve taşınmazda bulunan yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kemal davacı ile anlaşmak istediğini ancak davacının bunu kabul etmediğini bildirmiş, diğer davalılar 60 yılı aşkın süredir taşınmazda tasarruflarının olduğunu, davacının bunu bilerek taşınmazı edindiğini, iyiniyetli olduklarından aşırı zararlarının karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “…keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esasına girilmesi gerektiği…” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; bozmaya uyulmuş olmakla bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunlu olup, bu durum usulî kazanılmış hakkın bir gereğidir. Mahkemece bozma kararına uyulmasına karşın bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme imkânı yoktur.
Şöyle ki; bozma ilamında da belirtildiği üzere, 4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK doğrultusunda dava değeri, elatılan zeminin değeri ile yıkımı istenen yapıların değeri toplamından ibarettir.
Hâl böyle olunca, elatılan zeminin değeri ile yıkımı istenen yapıların değeri toplamı üzerinden eksik harcın tamamlatılması gerekirken, sadece yıkımı istenen yapıların değeri üzerinden harç alınması doğru değildir.
Öte yandan, yıkım istekli davalarda yıkımı istenilen taşınmazın tüm maliklerinin davada yer almasında zorunluluk vardır. Eldeki davada çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe göre; 41, 42, 43, 44 ve 46 nolu evlerin R.B.’a, .. nolu evlerin M.. B..’e 49, 50, 51, 52, 53 ve 54 nolu evlerin A. B.’e ait olduğu görülmektedir.
O halde; tapu kaydında lehlerine şerh bulunan A.B. ve R.B.’ın ölü oldukları da gözetilerek, mirasçılarının davada yer almasının sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalılar Mustafa ve İbrahim vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.