Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/3525 E. 2015/3750 K. 18.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3525
KARAR NO : 2015/3750
KARAR TARİHİ : 18.03.2015

MAHKEMESİ : ÇAYKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2012/29-2013/161

Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne; birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı (birleştirilen davada davacı) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi; birleştirilen dava ise alacak istemine ilişkindir.Davacı,babası olan mirasbırakan ……………’ın kayden maliki olduğu 116 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binayı bir süre birlikte yaşadığı davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın oturmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve taşınmazın teslimine karar verilmesini istemiş; birleştirilen davanın ise reddini savunmuştur.
Davalı, taşınmazda davacı ile birlikteliğinden olan müşterek çocukları 18.12.1995 doğumlu Batuhan ile birlikte veli sıfatıyla oturduğunu belirtip davanın reddini savunmuş; birleştirilen davada ise binanın 2. ve 3. katının yapımında bizzat çalışarak işgücü yardımında bulunduğunu,ayrıca bankadaki hesabından çektiği 12.000 doları davacıya vererek inşaatın yapımına maddi katkı sağladığı gibi davacı tarafından kendisine hediye edilen bilahare davacıya verdiği 6 adet bileziğin ise iade edilmediğini belirtip işgücü bedelinin tespiti ile tahsiline, 12.000 doların tahsiline ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,asıl davada elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne; birleştirilen davada ise işgücü alacağı isteğinin kabulüne,diğer isteklerin ise yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 116 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davacının (birleştirilen davada davalının) babası olan …………..’a ait olduğu,ölümünden sonra intikal yapılmadığı ve halen elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu,davalının (birleştirilen davada davacının) taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, üzerinde kat mülkiyeti ve irtifakı kurulmayan çekişmeli taşınmaz üzerindeki zemin+3 kattan oluşan binanın 2. katını davalının kullandığı mahkemece belirlenmek suretiyle asıl davada elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalı (birleştirilen davada davacı) vekilinin asıl davada temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.

./..

Davalı (birleştirilen davada davacı) vekilinin, birleştirilen davadaki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden ( re’sen ) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe muteakip işlemlerin yapılamıyacağı vurgulanmıştır.
Öte yandan; davacı, Türk parası dışında bir para üzerinden istekte bulunmuşsa, bu paranın istek tarihindeki kur üzerinden karşılığı tesbit edilerek, HMK.nun 26. maddesine uygun talep miktarı belirlendikten sonra harcın alınması gerekir.
Eldeki birleştirilen davada,davanın hükmedilmesi istenen 12.000 dolar para alacağının dava tarihindeki kur karşılığı TL üzerinden değil 12.000,00 TL üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı gibi işgücü ve ziynet eşyası alacağına ilişkin harç yatırılmadığı ve yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca,yukarıda belirtilen ilkeler gözetilmek suretiyle birleştirilen davada para alacağı yönünden harcın tamamlattırılması; davacı tarafa işgücü ve ziynet eşyası alacağı yönünden dava değerinin açıklattırılması ve harcın alınması ondan sonra yargılamaya devam olunması gerekirken anılan husus gözardı edilerek birleştirilen davada işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı (birleştirilen davada davacı) vekilinin birleştirilen davadaki temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre birleştirilen davadaki diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.